Montaigne zamanın üstünde olan bir edebiyatçı bu vasfını genellikle insanlıktan uzak bir çağda yaşadığı ve özgürlüklere dair herhangi bir kırıntının bulunmadığı, insanların böcek gibi birbirlerini katlettiği, asıldığı, yakıldığı bir çağda ne kadar zor olsada kendi içinde özgürlük savaşını veren bir sanatçıdır.Kendi kişiliğinde insanoğlunu anlatmıştır. Eserlerini 100 Yıl sonrada açsanız, okusanız hissettiğiniz duygu hep aynıdır, insanlığın davasıdır bizim anlatamayacağımız kadar da güzel anlatmıştır çünkü bu adam insanlığa, insanlığımıza ait içten birebir tespitler ortaya çıkarmış evrensellik boyutuna adımını atmıştır.Denemeleri okuyan bilir.Kendisi dünyayı değiştirmek gayesinde olmamış tam tersi insanın kendi iç dünyasının değişikler ihtiyacı olduğunu vurgulamıştır. Yazar olma amacı gütmeden yazar olmuş genellikle kendi zamanına hapsolan Montaigne genellikle hiçbir eylem üzerinde durmayıp, eylemsiz kalıp aslında en güzel eylem biçimini ortaya koymuştur.Hayatta yol gösteren öğüt veren gerçekliğin tüm çıplaklığını yüzüne vuran denemeleri kaleme almıştır.Bu kitapta en sevdiğim yazarlardan biri olan Stefan Zweig'in Montaigne üzerine kendine has yaptığı yorumların üzerine yazdığı kitabıdır.