Zarifoğlu diyor ki: " İnsan hayâl edebilmeli ama tammen hayalperest olmamalı" zarif bir şekilde İslamiyet'in nasıl yaşanması gerektiğini Müslümanlığın nasıl olması gerektiği parça parça aşırıya kaçmadan hayâl edip, akla kapı açıp gerisini bize bırakmış. Ama ki parça parça olmuş İslam aleminin halini de tasvirlemekten geri kalmamış bir buruklukla yazmıştır.
Kitabı okuyup bitirdiğim de Bediüzzamanın bir sözünü hatırlattı bana "Ey nefsim! Deme: "Zaman değişmiş, asır başkalaşmış, herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder. Derd-i maişetle sarhoştur." Çünki ölüm değişmiyor. Firak, bekaya kalbolup başkalaşmıyor. Acz-i beşerî, fakr-ı insanî değişmiyor, ziyadeleşiyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sür'at peyda ediyor."
Burada da anlatılmak istenen gibi Zarifoğlu da ölümün değişmediğini İslamiyet'in değişmediğini ilk günkü gibi olduğunu hulâsaten yazmış...