Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Cem Karaca
1965’in Kasım’ında Antakya 121. Jandarma Er Eğitim Alayı’nda askerlik hizmetini yerine getirmek üzere yola çıktı. “Daha önce benim Anadolu hakkında okul kitaplarından başka bir malumatım yoktu” diyor Karaca. “İlkokul hayat bilgisi kitaplarından bildiğimiz şırıl şırıl dereler, koyunları meler, ah beni şirin köyüm, orda bir köy var uzakta türü şeyler vardı kafamda” Ama gerek yolculuk esnasında gerekse askerliğinde durumun hiç de öyle olmadığını görmüş Karaca: “Anadolu’nun anlatılanlarla, yeşillikler içinde minarelerle mutlu insanlarla bezeli olmadığın gördüm. Ama bir yandan da fena halde İstanbul özlemiyle doluyum, Üç günlük evliyken askere gitmişim, eşimi düşünüyorum, anamı düşünüyorum, babamı düşünüyorum. Evimiz Bakırköy’de deniz kenarında orayı düşünüyorum. Tarifsiz kederler içindeyim.” İşte Karaca’nın kendi toplumunun kimliğiyle tanışması bu günlerde gerçekleşti: “Bir de baktım, orda askerliğini yapan birisi saz çalıyor. Ben düne kadar ‘ne garip, ilkel bir müzik’ diye düşünürken, bir de baktım ki benim o anda içinde bulunduğum hissiyatı o müzik canlandırıyor, o müzik dile getiriyor, anlatıyor, hiçbir Elvis Presley şarkısı o duyguyu anlatamaz mümkün değil!” Bir Cem Karaca Kitabı-S 18 Ada Müzik 12 Eylül 1980’de vatandaşlıktan çıkarılan Cem Karaca yurduna 1987’de dönebildi. Almanya’da yaşamak zorunda kaldığı dönemde çıkartmış olduğu Hasret isimli albümde yer alan şarkılarından biri kendisi gibi yurt özlemi çeken Nazım Hikmet’in Davet isimli şiirinden bestelenen Hasret. Şarkılarıyla gönlümüzde yaşayan Cem Karaca’yı saygı, sevgi ve özlemle anıyorum... “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim...” Nazım Hikmet Ran youtube.com/watch?v=VK-OpsA...
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.