Yılmaz’ın sanatı politika ile nasıl iç içe gördüğünü kendinden dinlersek: “... Benim anladığım sanat, sınıf mücadelesinin en etkili ve en ihmal edilmez silahlarından birisidir. Ve emperyalizme, tefeci bezirgan, toprak ağası, gerici ortaklarına, revizyonistlere, oportünistlere, sözde marksist şovenlere, burjuva ve küçük burjuva milliyetçiliğine, her türlü gerici kültür, siyaset ve ideolojilere karşı acımasız savaş verir. Bize düşen tarihi görev: Halkımızın ve dünya halklarının; maddi, manevi esaretlerinin temel nedeni olan ve dünya halklarının gelişmelerini hayatın her alanında engelleyen emperyalizm ve burjuva uşaklarının, feodal kalıntıların, ekonomik, ideolojik, toplumsal, siyasal ve kültürel bütün gerici kuramlarına karşı uzlaşmaz bir savaş vererek; pençelerinden, boyunduruklarından kurtulmaktır. İşte ben bunun için yazıyor, bunun için sanat yapıyorum. Ve bu nedenle de halkın sanatçısı halkın savaşçısıdır, diyorum. Gerçek devrimci sanatçı, memleketinin politik ekonomik durumlarıyla yakından ilgilidir. Kendisini bunun dışında gördüğü an, sanatçı niteliğini yitirir. Bir sanatçı eylemin dışında olduğu zaman, eski devirlerin sanatçısı olur. Yazar, bozar. O kadar!”
"Uykunda birkaç kez gerung dedin. Şarkı söylüyordun sanırım. Şarkı gibi bir şeydi. Gerung, gerung diyordun."
"Gırung*" diye düzeltti Baret.
"Nedir gırung?"
"Bir kuş."
"Ne kuşu?"
"Kuş, turna kuşu derler." s. 244
Babam Aşkale'ye Gitmedi
* gırung: [Ermenice. "turna"] Ermeniler arasında çok yaygın olarak söylenen, sıla özlemini dile getiren hüzünlü Ermenice şarkı.
( Axasi Ispiryan) Krunk Cover by Dianna Avagyan
youtube.com/watch?v=9imODqR...
Devrim yolunu fikirleri, mücadeleleri, yiğit, onurlu duruşlarıyla hep aydınlatacak olan devrimci önderler Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan anısına sevgi ve özlemle…
Şarkışla Deniz'in Türküsü - Sevinç Eratalay
youtube.com/watch?v=PRyrnrQ...
Samimi ve şakacı ifadesine rağmen, Baret ilk günden beri sevmemişti onu; çünkü tekil şahısla ve adıyla hitap etmişti. Şakaları da tatsızdı. Sulu bir samimiyetten sonra, birden son derece ciddi, hatta otoriter olurdu.
"Tüm yaşamını zengin alma yolunda harcadığı için, en doğru ve en iyi şeyi yaptığına inanma ihtiyacındadır. Başka birinin değişik bir dine inandığını görse, yok etmek ister. Bir inançtır savunduğu. Eğer o inanç yıkılırsa kendi de yıkılır. Zaten sallantılıdır. Devamlı sağlamlaştırmaya ihtiyaç duyar. Kendini korumak için sürekli kurban arar."
"Duygu mu? Hangi duygu var ulan sizin dünyanızda? Hangi ahlak var? İki kuruş fazla kazanmak için yapmadığınız aşağılık var mı? Sen tüccarsın. Araban var, sen araban için neler feda etmezsin! Karın bir duygu için kürkünü feda eder mi?" Bir mücevher için feda etmeyeceği şey var mı?
"Geçmişte kimse sana sormadı / Geçmişte kimse bana da sormadı / Geçmişte böyle yürürdü işler / Aç kalmış insanlar, geçmişte ne olursa olsun / Hakkında konuşamazdın bile / Bugün insanlar yer almayı istiyor / Bugün insanlar artık (neyin ne olduğunu) bilmek istiyor".
Salif Keita - Folon
youtube.com/watch?v=xg5J5kd...
Bir kişi çalışmadan yaşasın diye, bin kişi yaşamadan çalışır. Okul kitaplarımız çalışmanın övgüsünü yapar. Enayiler çoğalsın diye. Çalışmadan yatanlar oldukça, çalışmak enayiliktir.
Karıncaları hep mükemmel örnek diye gösteriyorlar. İnsanı karıncaya dönüştürmek istiyorlar. Başarıyorlar da. Tüm sevimsiz ve çirkin şeyleri insanların tapacağı, hayranlık duyacağı araçlara dönüştürmekte gerçekten çok ustayız.