Aydınlık

Henri Barbusse
Aydınlık, ünlü Fransız yazarı Henri Barbusse’ün kişisel serüveninden de izler taşıyan, 20. yüzyıl edebiyatına damga vurmuş yapıtlardan biri. Fransız milliyetçiliğine ve genel olarak her tür şovenizme keskin eleştiriler yönelten Barbusse, sistemin alt kademelerinde, yalıtılmış bir hayat süren küçük burjuva bir fabrika memurunun zihinsel aydınlanma sürecini anlatıyor bu romanında. “Savaş”, “kahramanlık”, “vatanseverlik” gibi kutsal kavramlarla cepheye sürülen yığınların kendi öz çıkarlarından nasıl uzaklaştırıldığını, cephede birbirini boğazlamak zorunda bırakılan her ulustan insanın aslında nasıl da birbirine benzediğini ve insanlığın kurtuluşunun da bu benzerlikten doğacak kardeşlik üzerinden gerçekleşebileceğini çarpıcı bir dille tasvir ediyor. Emperyalist paylaşım savaşlarının ve birbirine kırdırılan emekçilerin hikâye edildiği bu eşsiz roman, günümüz dünyasının ahvaline de ışık tutuyor. Duygulu, derin ve sade anlatımıyla okurları romanın daha ilk sayfasından kavrayan Barbusse, yüzyıl öncesinden günümüze şöyle sesleniyor: “Barış günlerinde forsalar gibi çalıştırılan ve savaşta ölüme sürüklenenlerde bütün umudumuz. Sadece onların ışığa, aydınlığa ihtiyacı var. Bütün umudumuz dünyamızın yoksul insanlarında!”
Kitabın Konusu:
288 sayfa · İlk Yayın Tarihi: Aralık 1968
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

288 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Birkaç gün önce Yaşam ve Yazgı'yı bitirdim.Ondan sonra ulaştığım doygunluğa yaraşır bir kitap okumalıydım. İstemsizce elim "Aydınlık"kitabına gitti.Kitap fuarından almıştım.Iyi ki elim buna gitmiş.Okurken çok mutlu oldum.Bir kere içinde barındırdığı felsefe,düşünce yapısı çok iyiydi. Milliyetçiliğe,şovenizme karşı,savaşa,kapitalizme karşı oldukça dik duran bu eser fabrikada çalışan bir memurun 1.Dünya Savaşı'na katıldıktan sonra ulaştığı zihinsel aydınlanmayı anlatıyor.Cepheye gitmeden önce ve savaştan döndükten sonra tamamen farklı iki Simon görüyoruz.Özellikle cephede,ölümle burun buruna iken düşündükleri,aydınlanma süreci çok etkileyici idi.Birini öldürmek zorunda olmak,savaşın dost düşman ayırmaksızın herkes için ne kadar korkunç ve aynı olduğu,krallar ve patronların her felaketten nemalandıkları çok edebî ve derin cümlelerle okura sunulmuş.Hem bu kadar sade hem de edebî anlamda doyurucu cümleler okumak çok keyifliydi.Emekçilere,aşka,evliliğe,kapitalizme,milliyetçiliğe dair günümüze de hitap eden çok güzel satırlar okudum.Kitabı çok beğendim.Gerek anlatımı,gerek fikir dünyası ve zihnimde olayları canlandirmadaki başarısı yönünden çok güçlü buldum.Hak ettiği değeri bulmasını dilerim.Bircok klasikten daha güçlü buldum.Çok güzel bir toplumsal gerçekçi ve savaş karşıtı bir eserdi.
Aydınlık
AydınlıkHenri Barbusse · Yordam Kitap · 202258 okunma
284 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Henri Barbusse, 1.Dünya Savaşı' nda savaş karşıtlığı nedeniyle ordudan atılmış. Aydınlık kitabını okurken bu karşıtlığı, nedenlerini net bir şekilde anlayabiliyoruz. Kitap başkarakterlerinden Simon Paulin fabrikada memur. Marie ile evli. Fransa-Almanya arasında savaş başlıyor. Pencerelerin ardına sinen bir savaş. Yaşanılan bir mahallede, sıradanlıkta savaştan uzak, savaşa dair düşüncelerin izlenimlerini okuyoruz önceleri. Sıradanlık, tek boyutluluk, yavanlık, tükenmiş zaman dilimleri bizleri çevreleyen günlük standart hayatın daralması gözümüzün önünde okurken beliriyor. Simon da orta yaşlarında ve savaşa katılıyor. Savaşın psikolojik değişimleri, anlamsızlık, bilinmezlik, özlem, acı, sorgulama, boşluk, karşı çıkılsa da yaşanılması zorunlu kavramlar. Savaşın yorgunluğu, ölümün, öldürmenin dehşeti ve sorgulaması. Barbusse bize insanlığın benzerliğini, savaşın burukluğunu, değişimini, değiştirdiklerini öyle ustalıkla sade ve duygulu anlatıyor ki zamansız bir yapıtı okuyoruz. Gizlerle dolu bilemeyeceğimiz 'Aydınlık' umutlar ve hayat.
Aydınlık
AydınlıkHenri Barbusse · Yordam Kitap · 202258 okunma
288 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Aydınlık, ünlü Fransız yazar Henri Barbusse'ün, kişisel serüveninden de izler taşıyan romanı. Fransız milliyetçiliğine ve genel olarak her türlü şovenizme keskin eleştiriler yönelten yazar, sistemin alt kademelerinde, yalıtılmış bir hayat süren küçük burjuva bir fabrika memurunun zihinsel aydınlanma sürecini anlatıyor.
Aydınlık
AydınlıkHenri Barbusse · Yordam Kitap · 202258 okunma
284 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
"Gerçeğin dili yok. Ne yazık ki, hançeresinde boğulan birer çığlık oluveriyor ruhlarımız!" Kahramanlık, vatanseverlik ve şanlı ülküler uğruna savaşı aynı kefeye koyunca ulusların destansı başarıları çıkar. Kimi bu destansı başarılardan gurur duyar kimi bu başarıların kanlı gölgesinde sefalete düşer fakat asolan destanın kahramanlarına bakınca işin gerçek yüzü o zaman ortaya çıkar. Simon Paulin çalıştığı fabrikada küçük bir memur, küçük bir burjuva kendisi, 1. Dünya savaşı patlak verdiğinde Fransa ve Almanya arasındaki savaş için cepheye gidiyor ve ulusunun destansı şanının gerçek yüzüyle günden güne tanışıyor. Eseri çok beğendim, toplumcu gerçekçi eserleri seven herkese muhakkak tavsiye ederim.
Aydınlık
AydınlıkHenri Barbusse · Yordam Kitap · 202258 okunma
288 syf.
9/10 puan verdi
Yazarın hayatıyla paralellik taşıyan roman, ilk yüz sayfasında sıkıcı bir hikaye gibi ilerlese de bu noktadan sonra yazarın bizzat savaşa katılmış olmasından kaynaklanan son derece etkileyici anlatımla dikkat çekiyor. Ayrıca yazarın bir sosyalist olması nedeniyle, eser boyunca yönetim ve yönetilen halk arasındaki çatışmayı, yönetenlerin toplumun duygu, düşünce ve yaşamlarını kendi çıkarları uğruna kullanma çabalarını açıkça ele almış. Böyle bir eserin Türkiye'de pek az okuyucuya ulaşmış olması ilginç. Özellikle savaş sahneleri, Birinci Dünya Savaşı'na dair bir roman okumak isteyenler için kesinlikle tavsiye edilebilecek nitelikte.
Aydınlık
AydınlıkHenri Barbusse · Yordam Kitap · 202258 okunma

Yazar Hakkında

Henri Barbusse
Henri BarbusseYazar · 4 kitap
Fransız şair, roman ve biyografi ya­zarı. I. Dünya Savaşı anılarını işlediği savaş aleyhtarı romanlarıyla tanınır. 17 Mayıs 1873′de Asnieres’te doğdu. Çocukluğu­nun bir bölümü İngiltere’de geçti. 1914′de 40 yaşını aşmış olmasına ve tüberkülozlu olmasına karşın gönüllü olarak Fransız ordusuna katıldı. Kendi İsteği üzerine cephede görevlendirildi. Savaşlardaki başarı­larından ötürü üç kez kahramanlık nişanı aldı. Sağlık durumunun kötüleşmesi üzerine 1917′de ordudan terhis edildi. Ordudan ayrıldıktan sonra savaş aleyh­tarı olarak birçok uluslararası barış örgütünde çalıştı. 1935′de Üçüncü Enternasyonal’in yedinci kongresine delege olarak katıldı. 30 Ağustos 1935′de son yıllarını geçirdiği SSCB’de zatürreeye yakalanarak öldü. Barbusse edebiyat yaşamına 1895′de yayımlanan Pleureuses (“Ağlayan Kızlar”) adlı şiir kitabıyla başla­dı. Şiirlerinde simgeci bir dil kullanan şair, roman çalışmalarında doğalcı bir anlatım benimsedi. İlk romanı Les Suppliants’ı (“Ricacılar”) 1903′de yazdı. Bunu 1908′de L’Enfer (“Cehennem”) adlı romanı izledi. Barbusse’ün uluslararası bir ün kazanması başyapıtı Le Feu: journal d’une escoude (Ateş) ile oldu. Bu savaş romanında, siperlerdeki Fransız asker­lerinin yaşantılarını bütün ayrıntılarıyla ve gerçekçi bir üslupla anlatır. Savaşı hazırlayanların değil, savaş­tan kazanacak hiçbir şeyi olmayan askerlerin açısın­dan bakarak savaşı eleştirir. Gönüllü olarak savaşa giden bir yazar olarak, savaş aleyhtarı görüşlerini kendi yaşadıklarıyla birleştirerek işlemiştir. 1917′de Goncourt Edebiyat Ödülü’nü alan bu roman, aynı yıl içinde İngilizce’ye çevrilmiş ve ABD’de üst üste yedi kez basılmıştır. Savaşın dehşeti ve yol açtığı yıkıntılar daha sonraki döneminde Barbusse’ü bir bütün olarak toplumu eleştirmeye götürmüş, savaş aleyhtarı çalış­malarını sol siyasal bir tutum içinde sürdürmüştür.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.