Yaprak Dökümü denilince aklımıza düşen ilk cümle bu oluyor sanıyorum.
Bilmem size de oluyor mu yüreğim dayanmıyor böyle kitapları okurken. İnanılmaz derecede bir huzursuzluk içerisine düşüyorum. Ali Rıza Bey nasıl dayandın diye haykırırcasına sormak istiyorum. Bilmem baba olmak böyle bir şey mi acaba ? Çocukları adına katlanabilmek, katlanılması imkansız gibi gelen şeylere..
Eski dönem romanlarımızı okurken aklımdan istemeden hep aynı sualler geçer. Gerçekten bu kadar yozlaşmış, bu kadar kendini kaybetmiş, bu kadar batının asılsızlığına kapılmış mıydı toprağımızın insanları ? Namus, iffet, saygı, aile gibi yıllarca her şeyden kıymetli saydığımız temellerimiz ayaklarda sürünür olmuş muydu ? Sanırım bu kabulüme gelmediği için okurken hayretler içerisinde kalıyorum ve yazarın kurmacalığı fikrine sarılıyorum. Ne yapalım ağzımızın tadı kaçmasın?..