Gönderi

208 syf.
·
Not rated
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karıncanın Çağrıştırdıkları
İstanbul Okuma Grubu’nun bu ayki kitabı Yaşar Kemal’in “Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca” adlı romanıydı. Okuma grubumuzun en yoğun katılımlı toplantılarından biriydi -en son Yeraltından Notlar’da bu kadar yoğun katılım görmüştüm- öyleki moladan önce sayı 40’ı bulmuştu. Tabii toplantı sadece sayısal olarak dolu değildi, katılımcıların hemen hepsi gayet yerinde tespitler yaptılar ve dolu dolu yorumlarla harika bir toplantı oldu. Kitap distopik bir kurguya sahip olduğu için ister istemez "Bin Dokuz Yüz Seksen Dört", "Hayvan Çiftliği" gibi distopyalarla kıyaslandı, eserin alegorik yapısından hareketle romanda neyin neye tekabül edebileceği konusunda çeşitli görüşler öne sürüldü, güncel yorumlar yapıldı ve sonuç olarak görüldü ki büyük yazarların eserleri klasiktir ve onlar ne anlatırlarsa anlatsınlar anlattıkları her devir için bir şeyler söyler.
Oğuz Aktürk
Oğuz Aktürk
de toplantı sonrası yazdığı uzun değerlendirme yazısında tespitlere değindiği için ben bu konuya daha fazla girmeyeceğim ve direkt bu kitabın bana çağrıştırdıklarını 1000 Kitap’taki kıymetli kitap dostlarımla paylaşacağım. Üniversite son sınıfta “Türk Dünyası Edebiyatları” isminde iki dönemlik bir ders almıştık. Bu derste başta Aytmatov’un tüm eserleri ve Cengiz Dağcı olmak üzere Türk Dünyası coğrafyasında yayımlanıp Türkiye Türkçesine aktarılmış eserlerin hepsinden çok sayıda örnek okumuştuk. Hocamızın büyük bir ustalıkla ve tematik olarak hafta hafta seçtiği bu eserler sayesinde o güne kadar hiç fark etmediğimiz yepyeni bir dünyanın kapıları önümüzde açılmıştı. Bu sayede daha önce Sovyetler Birliği hakimiyetinde ve dışa kapalı bir hayat yaşayan insanların bilhassa Stalin devrinde yaşadıkları zulümlere bizzat şahitlik etmiştik. Bu ilgi bende sonraları da devam etti. Elimden geldiğince bu dünyayı takip etmeye, okumaya ve yazmaya devam ettim. Bu eserleri ilk okuduğumda hemen hepsinde bazı ortak konuların tekrar tekrar kullanıldıklarına şahitlik etmiştim hatta bu konuların bir listesini de çıkarmştım. Bunları niye mi anlatıyorum? “Filler Sultanı İle Kırmızı Sakallı Topal Karınca” kitabını okuyunca da listemdeki pek çok konunun bu kitapta da tekrar edildiğini fark ettim. Evet zulmün mantığı birdir ve eğer totaliter bir sistemden söz ediyorsak uygulamaların hemen hepsi birbirine benzer. O başlıkların neler olduğunu tek tek saymayacağım ama yazı içinde yer yer bazılarına temas edeceğim. Totaliter sistemlerin kitleleri hakimiyetleri altına almak için bazı yöntemleri kullandıklarından bahsetmiştik. Bu kitapta da gördüğümüz gibi bu yöntemlerin başında, hakimiyet altına almak istediğiniz topluluğa kim ve ne olduklarını unutturmak gelir. Dillerini, öz kültürlerini özetle köklerini unutan bir topluluk köksüz bir ağaç gibi ortada kalır ve kolaylıkla manipüle edilmeye açık hale gelir. Aytmatov bu durumu “Gün Olur Asra Bedel”de Mankurt efsanesi vastıtasıyla anlatır ve kendisini, soyunu sopunu kim olduğunu unutup mankurtlaşan Jolaman’ın annesi Nayman Ana’yı vurması ile işin gelebileceği trajik boyutu çarpıcı şekilde aktarır bize. Türk dünyası romanlarında mankurtlaşmış insan tipleri ile onların karşısında öz değerlerini savunan kahramanların çatışmalarını sık sık görürüz. Tıpkı Sabitcan ve Yedigey (Gün Olur Asra Bedel) örneğinde olduğu gibi. Bu romanlarda karşımıza çıkan bir diğer önemli mesele de eğitimdir. Sıkmamak adına çok detaya girmeyeceğim ancak bu eğitimin en önemli parçalarından biri de kitleleri (çocukları, gençleri) marşlar ve sloganlar aracılığıyla tek tip bir eğitime tabi tutmaktır. Sloganlar hazırdır ve sloganı ezberleyen kişi bunu tekrar eder sadece ve düşünmez. Bu sloganı ya da marşı bir grupla birlikte seslendirmek de coşku vericidir ve topluluk üzerinde hipnotik bir etki meydana getirir. Özetle bu tür sloganlar kitleleri topluca bir ideale, bir hedefe yönlendirmek için birebirdir. Farklılığın zenginlik değil suç sayıldığı bu okullarda aslolan tek tip düşünen sistem insanları yetiştirmektir. (Kitapla direkt bağ kurmuyorum ancak okuyan arkadaşlar karıncalara ezberletilen sloganları hatırlayacaklardır.) Bu sistemlerde kullanılan bir diğer yöntem de topluluktaki bireyleri çok ağır iş yükü altında ezmek suretiyle meşgul ederken diğer yandan da onları çok önemli işler yaptıklarına, çarkın çok önemli bir parçası olduklarına inandırmaktır. (Romanda karıncaların saray yapmaları) Gariptir ki halk bu ağır işlerde çalışırken onları bu işleri verenler yan gelip yatarlar genellikle. İhbarcılık Türk dünyası romanlarının en önemli meselelerinden biridir. Romanlardaki karakterler herkesin birbirini çeşitli çıkarlar uğruna ihbar ettiği güvenilmez bir dünyanın çarkları içinde kaybolmamak için nafile yere çabalarlar. Küçücük çocukların bile casusa dönüştürüldüğü, Pavlik Morozov ismindeki babasını ihbar eden bir çocuğun kahraman ilan edildiği bu dünyada her çocuk aynı zamanda bir casus adayıdır. Totaliter sistemlerin en önemli özelliklerinden biri de kendi kutsallarını üretmesidir. Önce bireyleri içinde yaşadıkları topluma bağlayan her ne varsa unutturulur, ardından da onlara suni Tanrılar verilir. Bu sayede bireylerin uyutulması ve istenilen hedefe yönlendirilmesi kolaylaştırılmış olur. Pek tabii ki Türk dünyasındaki topluluklar üzerinde yapılan faaliyetler Sovyetler Birliği dönemi uygulamalarıyla sınırlı değildir. İsmail Gaspıralı’nın yaptığı çalışmalar (ortak dilde gazete, cedit okulları) Rusya’nın dikkatini çekmiş ve 19. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren Rus olmayan milletlerin bağımsızlık talepleriyle karşılaşan Rusya bu dönemde çeşitli projeler üretmiştir ki ben kısaca bu politikaların en önemli mimarlarından biri olan Kazan’da Üniversitede Türk lehçeleri ve ilahiyat üzerine çalışan Ortodoks papazı Prof. N. İlminskiy’'den bahsetmek istiyorum.. İlminskiy’nin geliştirdiği proje bağlamında Rusya eğitim kurumları ve basın kullanılarak yazılı dil hüviyeti kazanmış diller, lehçe ve şivelere ayrılarak çok sayıda yazı dili üretilmiş, ardından da iç içe geçmiş etnik gruplar “aracı dil” olarak Rusçaya mecbur edilmiştir. İlminskiy, Türkler için açılan Rus okullarında, Rusçanın yanı sıra her Türk boyunun kullandığı lehçeyi, Rus alfabesinde, ayrı bir dil gibi öğretmiştir. Böylece Türk gençleri bir taraftan Rus okullarında Ruslaşmaya zorlanırken diğer taraftan Gaspıralı İsmail Bey’in Cedit okullarıyla oluşturmaya çalıştığı dil ve kültür birliğinin önüne geçilmiştir. Bu proje sayesinde aralarında çok az farklılıklar olan lehçeler farklı alfabelere bölünmüş ve ayrı bir dil olarak algılanması sağlanmıştır, bu çalışmanın amacı çok yakın diller konuşan akraba Türkleri parçalamak suretiyle birbirinden ayırmaktır. (Kaynak: guneyturkistan.wordpress.com/2008/12/26/rusl...) Bu politika sayesinde Kırgızca, Kazakça, Özbekçe, Türkmence, Tatarca, Azerice gibi ismini burada sayamayacağım pek çok suni dil oluşturulmuş ve bu politika Sovyetler Birliği döneminde de devam ettirilmiştir. Pek tabii ki bu projenin amacı birbirine yakın lehçeler konuşan toplulukları suni bir ayrıma tabi tutarak ayırmak ve onların birlik olmalarını önleyerek kolay yutulur lokmalara dönüştürmektir. “Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca” kitabında da karıncalara dillerinin unutturulmaya çalışmasının benzer bir amacı olduğunu görmekteyiz. “Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca” kitabında geçen insanlara dair yorumların olduğu bir bölüm bana Aytmatov’un “Beyaz Gemi” romanını da hatırlattı, bu bölümleri de karşılaştırmak istiyorum. “İnsanlar kendilerini bir alıp satma deliliğine kaptırmışlar ki, delilik derim sana. Evrende ne bulurlarsa alıp satıyorlar.(…) Allah bizi, dünyamızı insanların şerrinden esirgesin. (…) Şimdi bırakalım insanları Allah onların belasını vermiş zaten. Onlar böyle giderlerse dünyamıza, evrene onlardan hiçbir hayır gelmez. Onlardan kötülükten başka bir şey bekleyemeyiz. (Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca, s.81)” Aytmatov “Beyaz Gemi” romanında Boynuzlu Maral Ana efsanesini anlatır. Bu efsanede iki kimsesiz çocuğu evlat edinen Maral Ana’ya Topal Çopur Nine’nin yaptığı bir uyarı vardır ki yukarıdaki satırlara çok benzer: “İyice düşündün mü Maral Ana? İnsan yavruları bunlar, insan! Büyüdükleri zaman senin yavrularını öldürürler! -Hayır, büyüyünce benim maral yavrularımı öldürmezler. Ben onların anaları olacağım, onlar da benim çocuklarım. İnsan öz kardeşlerini öldürür mü? Çopur Topal Nine acı acı başını salladı: Öyle deme Maral Ana, insanları tanımazsın, orman hayvanları şöyle dursun, birbirlerini öldürmekten bile çekinmez onlar. Sözlerimin doğruluğunu anlayasın diye bu çocukları sana verirdim, verirdim ama insanlar bu çocukları da öldürürler. Ne diye çekeceksin böyle büyük bir acıyı?” Nitekim romanda Çopur Topal Nine haklı çıkar ve Maral Ana’nın soyundan gelen insanlar gün gelir soyundan geldikleri marallara da ihanet ederler. Romanda bir gönderme de Tevfik Fikret’in Han-ı Yağma şiirinde geçen “Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin / Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin” dizelerine yapılmıştır. İlgili bölüm şudur: “Bini çalışır aç kalır, on bini, yüz bini çalışır aç kalır, birisi yalnız birisi döke saça yer, tıksırıncaya kadar yer yer doymaz. “ “Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca” romanının bende çağrıştırdıkları bunlar oldu. Kitaptan uzaklaşmış gibi görünsem de temelde totaliter sistemlerin hepsinin mantığının aynı işlediğini anlatmak istedim. Umarım okuyan herkes için ufuk açıcı bir inceleme olmuştur.
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal KarıncaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 201710.5k okunma
··
823 views
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Vay canına! Kim ve ne olmanın unutulması, toplumsal manipülasyon, Aytmatov eserleriyle yapmış olduğunuz karşılaştırmalar ama özellikle de dil bölünmesi politikası ilgiyle okuduğum kısımlardan oldu. Hatta bahsettiğiniz dil bölünmesini özellikle kendim de araştıracağım şimdi. Gerçekten kitabın sayfasına çok farklı bir bakış açısı kazandırdınız Ayşe Hanım. Elinize, emeğinize sağlık...
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Rica ederim efendim. :) Sizin "Hapishanenin Doğuşu" kitabından hareketle yaptığınız "Panoptikon" tespitiniz de çok orijinaldi. Esasen toplantıdaki bütün yorumlar çok değerliydi. Ben de kendi bakışımı katmak istedim.
3 next answer
Necip G. okurunun profil resmi
Ayşe hanım emeklerinize sağlık. Kitap üzerinde pek çok konu konuşuldu, tartışıldı. Siz, alıştığımız üslubunuzla çok farklı bir derinlik katmışsınız incelemenizde. Yaşar Kemal, Aytmatov gibi büyük yazarlar, kendi uzak bozkırlarından, pamuk tarlalarından başlarını kaldırıp dünyaya, sisteme, hegemonyaya meydan okuyabilecek kadar cesur ve evrensel yazarlar. Kimi zaman bir masal, kimi zaman bir efsane; saatlerce konuşmaya, sayfalarca yazmaya yetecek kadar etkili olabiliyor bir mesajı iletmeye... Bunun yanında, dil bölünmesi konusunda verdiğiniz bilgiler çok değerliydi. Açıkçası bu hususta daha fazla araştırma yapma ve bilgi sahibi olma konusunda heveslendirdiniz beni:) Bu değerli inceleme için teşekkür ederim. Selam ve sevgilerimle...
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Necip Bey, yorumlariniz çok kıymetli benim icin. Zira bizler ne yazarsak yazalım yazdıklarımız okurun aynasına yansımazsa bir kıymeti yoktur. Yaşar Kemal usta bir kalem, bunu anlamak için toplantı atmosferini soluklamak yeterliydi, siz de gördünüz ne kadar farklı yorum çıktığını. Farkındayım bu defa kitaptan biraz uzaklaşmış gibi oldum, ama aslında temelde verilmek istenen mesajı yakaladığımı ve bu mesajı farklı yorumladığımı ifade etmek isterim. Dil bölünmesi konusunda anlattıklarımı çok özet geçtim keza romanlarda tekrar eden unsurları da. Tekrar teşekkürler desteğiniz ve değerli yorumunuz için.
Bu yorum görüntülenemiyor
Nilüfer okurunun profil resmi
Bir çok şey öğrendim yazınızdan. Elinize sağlık. Sizinle oturup uzun uzun sohbet etmeyi ne kadar isterdim. Dersinize, hocanıza imrendim. Ben bu yaşımda tanıştım bahsettiğiniz yazarlarla. Teknik lise, teknik üniversite edebiyat hiç görmedik, kitap öneren de olmadı şeklinde kendime bahane bulsam da bu benim ayıbım ilgisizliğim biliyorum. Ufkum açılıyor sayenizde var olun. 💐
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Lütfen kendinize haksızlık etmeyin Nilüfer Hanım. Gayet aktif bir okursunuz, iyi de yazıyorsunuz. Biz içinde büyüdük ama hala o kadar çok eksik var ki. Siz teknik okuldan bu düzeye gelmişsiniz ne mutlu size. :) Sevgiler
1 next answer
Ebru Ince okurunun profil resmi
Birikimler kalemden taşıyor Ayşem :) mükemmel bir çarpıstırma olmuş .. Bu kitap gerek konuşulurken gerek yazılı anlatımca hepimizi farklı farklı yönlerden önce savurup sonra birleştirdi .. demek ki gerçekten Yaşar Kemalin yapmak istediği "birleşme" sağlandı :) mesaj böylece yerini buldu diyorum :) emeğine sağlık çok güzel bir inceleme olmuş her zamanki gibi,iyiki varsın
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Var olun Ebru Hoca'm. :)Yaşar Kemal büyük bir usta şüphesiz. Büyük yazarların eserleri de ne kadar konuşulursa konuşulsun tükenmez.Siz de iyi ki varsınız... Sevgiler
Osman Y. okurunun profil resmi
4,5 ay sonra gelen ilk inceleme :) Daha bu kadar ara vermeyin, hayat kısa kuşlar uçuyor :) Teşekkürler, Aytmatov-Rus-Türk topluluklar bağlantısı dil vurgusu çok bilgilendirici oldu, kitap da zaten çok iyi. Dediğiniz gibi tüm zamanlara tüm milletlere uyarlanabilir bu hikaye , düpedüz gerçekler..
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Gezi yazıları yazdım arada, onları atladınız herhalde Osman Bey. :) Ben teşekkür ederim yorumunuz için.
1 next answer
L Büşra A. okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık, güzel ve bilgilendirici inceleme olmuş, kitabı okumuştum... ne kadar çok çağrışım oluşturmuş size... incelemeniz sayesinde ne güzel çağrışımlar okuduk.. ufkumu açtınız diyebilirim.. :)
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Teşekkür ederim yorumunuz için. Ufuk açıcı olabildiyse ne mutlu bana. :)
1 next answer
NigRa okurunun profil resmi
Yine mükemmel bir inceleme Ayşe hocam, bu kitabın hakkını böyle başka kitaplarla destekleyerek vermen çok güzel olmuş, kalemine yüreğine sağlık. Fazla uzaklaşma buralardan. :)
Hercaiokumalar /Ayşe okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Kevser. :) Toplantının ilham verici etkisi...
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.