Eğlenceli Osman abi ellerine sağlık... Heves ettiriyorsunuz insanı bir şeyler yazmaya :)) Bir bir bende deniyeyim, belki yazabilirim...
“Hayat, sadece onu okuyabilene açık bir kitaptır,” dedi, ardına yaslandı iyice, yüzü hiç olmadığı kadar hoşnutsuz kırışıklıklarla doldu. Derin bir iç çekti, “sadece nefes almak yaşamaya delil midir?” diye içinden geçirdi yeniden, “okumak anlamaktır ve hiçbir kitap sebepsiz yazılmamıştır. Kurgulara o kadar kaptırıyoruz ki kendimizi asıl anlatılmak isteneni gözden kaçırıp, bize bahsedileni göremiyoruz.”
“Kitap yazmayı düşünüyor musunuz?” dedi kapı aralığında duran genç adam. Sese odaklandı, karşısında duran yaşça kendine yakın insanlar içerisinden senin kimin kime ait olduğunu anlamaya çalıştı ve arkalarda kapı aralığında duran genç adamı gördü. Dalgalı saçları dağınık, birkaç tutamı anlını gölgelemişti. Yüzündeki altın oranı fark etti, iyice kıstı gözlerini burnunun gururla genç adamı yüzünü nasıl ikiye böldüğünü hayretle izledi. Kimseden ses yoktu, genç adam sorusunu yeniledi, “yeni bir kitap yazmayı düşünüyor musunuz?” O an profesör kendine gelebildi ve “eskilerin kıymetini kim bildi de yeniden kitap yazmayı düşünelim,” diye aklından geçirdi. “Son bir okur kalana kadar kitap çıkarmayı düşünüyorum,” diye yanıtladı genç adamı.
…
Çiçek açsın ömrün abi :))