Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

164 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap hakkında naçiz yorumuma belki haddimi aşarak çok sevdiğim ve kıymeti konusunda tereddüt etmediğim, Türk edebiyatının, hatta dünyada şiir denince ilklerde yerini alacak olan şair-i şuara Nazım Hikmet’ten bir alıntı ile başlayacağım. 1943 tarihinde yayımlanan ilk baskı için Nazım Usta der ki; “Kürk Mantolu Madonna, ben bu kitabı hem sevdim, hem kızdım. Evvela niçin kızdığımı söyleyeyim. Kitabın birinci kısmı bir harikadır. Bu kısmın kendi yolunda inkişafı yani bir küçük burjuva ailesinin içyüzünü tahlili öyle bir haşmetle genişlemek istidadında ki, insan buradan ikinci kısma geçerken, elinde olmayarak, yazık olmuş, bu çok orijinal, çok mükemmel başlangıç ve imkân boşuna harcanmış, keşke bu başlangıç harcanmasaydı, diyor. Ben başlangıcı okurken yani Berlin’e kadar olan pasajı, senin benim anladığım manadaki realizmine hayran oldum. Beni dinlersen o başlangıcı almak ve kahramanın ölümünü kısaca tekrarlamak suretiyle o ailenin efradı ve eşhasının hayatları etrafında bir ikinci cilt, ayrı bir roman yapabilirsin, böylelikle de dinlemeye başladığımız harika musiki birdenbire kesilmiş olmaz. Gelelim ikinci kısmına, o kısım, başlı başına bir büyük hikâye olarak güzeldir ve böyle bir tecrübe gerek senin için gerekse Türk edebiyatı için lazımdı. Sen bu tecrübeyi başarıyla yaptın.” Nazım Hikmet’in bu değerli eleştirisinin akabinde söylenebilecek varsa 3-5 lakırtı, o da laf-ı güzaftan öte olmayacaktır. Sabahattin Ali, eserlerinde en çok öne çıkan özellik olan psikolojik analizler ve gözlemler, bu kitapta da kendini yine ön plana çıkartmayı fazlasıyla başarmış. Bu bağlamda kitabımızın ana kahramanı olan Raif bey üzerinden bi inceleme ve değerlendirme yapacak olursak, kitap günümüzde önemini fazlasıyla yitirmiş olan, insanın ikili ilişkide en tabii vasfı olan sadakate, konusu itibariyle doğal olarak oldukça fazla değiniyor. Belki bir kısım insan gürühunun bu kitapta bu kadar abartılacak ne var demesinin temel nedeni de bu olsa gerek. Öte yandan, aşkın, insan üzerindeki başkalaştırma kudretini ve aynı zamanda gerisinde bıraktığı acıların, insanı geri kalan hayatında, kendi iradesi dışında bir yerlere koyduğunu, betimlemeleri ile fazlasıyla hissettirdiğini söylemeliyim. Sadece altını çizdiğiniz bölümleri bir zaman sonra yeniden okumak isteseniz, kitabın yarısını tekrar okuduğunuzu fark edersiniz. Etkilenip altını çizdiğim kısımların başında, raif efendi’nin ölümünden önceki son gece, mesai arkadaşı ve romanın anlatıcısı genç adama, "seninle şöyle bir oturup konuşamadık." dediği bölüm gelir. Bunun sebebi ise, insan hayatında önemli yer teşkil eden ukdelerin, yani yapamadıklarımızın, tıpkı Raif Efendi'nin olduğu gibi hepimizin hayatının özeti olmasıdır. Toparlayacak olursak, Çok farklı olmayan malum konuyu, gençliğinde maceracı, orta yaşında ve yaşlığında şartları kabullenen bir karakteri kendi üslubuyla anlatıp, kitap bittiğinde aslında hiç de yabancı olmadıklarımızla bizi baş başa bırakıyor. Genç yaşına rağmen bizlere klasik tadında eserler bırakan, erken kaybettiğimiz değerli Sabahattin Ali için ruhun şâd olsun demek, bende sadece bir buruk teselli oluyor.
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021315,6bin okunma
··
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.