Meğer ne kadar da azmış Edgar Allan Poe hakkında bildiklerim eminim ki bildikleriniz de. Ne kadar haksızlık etmişim bu zamana kadar okumamı ertelediğim için belki de daha isabetli olmuştur anlamam için kim bilir..
Bir yazar, bir şair düşünün ki radyonun bile icat edilmediği bir dönemde yazmış olsun ve hislerini, karamsarlığını, zekasını hatta deliliğini 21 yy insanına bu denli güzel geçirebilsin.
Şüphe yok ki Poe'yu en çok şairliğiyle Kuzgun (The Raven) şiiriyle tanırız. Kafasının üstünde sağında solunda kuzgunlarla resmedilir çoğu zaman.(Şiire ilham veren kuzgun da Charles Dickens'ın kuzgunuymuş). Gotik türle kurucusu olmasa da belki de en çok özdeşleşen yazardır.
Yukarıda saydıklarım bildiklerimdi ama Poe bundan çok daha fazlasıymış. Poe'nun korku, polisiye /dedektif ve bilim-kurgu edebiyatının da babası oluşu türün ilk örneklerini vermesi ve yalnız Amerikan Edebiyatını değil Dünya Edebiyatını da derinden etkiledigi ve birçok yazara ilham ve model olması ve benim de bunları hikayelerinde apaçık görmem yazara karşı hayranlığımı daha da artırdı.
Okuduğum kitap -bütün hikayeleri diyor umarım öyledir- beni ilk şasırtan hikayerin konularının çeşitliliğiydi sadece gotik, korku öyküleri okuyacağınızı sanarsanız yanılırsınız. Mesela "Hans Pfaall Diye Birinin Benzeri Görülmemiş Öyküsü" Jules Verne'yi etkilemiş Ay'a Yolculuk kitabını yazmasına ilham olmuş. Hikayede balonla aya yolculuk yapan bir adamın hikayesi anlatılıyor. "Gammaz Yürek" adlı öyküsüyle Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sının ana teması büyük benzerlik gösteriyor ki Dostoyevsky de Poe'dan etkilenen yazarlardanmış ayrıca Yer Altından Notlar da başka öyküyle benzerlik gösteriyor.William Faulkner ve Meville de Poe'dan etkilenen yazarlar arasındaymış (okumadığımı için yorum yapamıyorum)
Benim dikkatimi en çok çeken Sherlock Holmes hayranı olarak "Morgue Sokağı Cinayetleri" (dedektif türünün ilk örneklerinden kabul ediliyor ) hikayesindeki "Dupin" karakteriyle "Sherlock Holmes" karakteri arasındaki şaşırtıcı benzerlikti. Nitekim Poe bu eseri yazdığında Conan Doyle doğmamış bile. Açık şekilde Dupin'den esinlenerek Sherlock Holmes karakterinin yaratıldığını görüyorsunuz. Onu da Poe'ya borçluymuşuz meğer.
Dili gerçekten çok şairane ve uzun betimlemeler göze çarpıyor ama o kadar özgün ve güzel ve zekice yazılmışlar ki ancak bir şair yazabilir dedirtiyor ve okuyucuyu sıkmıyor beni sıkmadı en azından.
Okumaktan en keyif aldığım başlı başına bir kitap olabilecek uzunluktaki -en uzun öyküsü- bir deniz serüveninin anlatıldığı "Nantucketli Arthur Gordon Pym'in Öyküsü", korku-gerilim türünden de "Kuyu ve Sarkaç" ve biraz da mizah içeren "Gözlük" oldu.
Son olarak bütün bu başarılarını 40 yıllık kısa ömrüne sığdırıyor. Tüm o öykülerine yakışacak şekilde bir gün sokakta sırılsıklam divane şeklinde bulunuyor ve kısa bir süre sonra ölüyor. Kesin ölüm nedeni de hâlâ sırrını koruyor...