Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İnsan bunları okurken utanıyor!
"Ben ki 18 seneden beri bir hafta bile tatil yapmadan, yalnız kalemiyle hayatını kazanmış bir muharririm.(...) İsmail Sefa'nın sürgünde öldüğü zamandan, yani iki yaşımdan son zamanlara kadar, necip, çünkü minnetsiz, fakat sırasına göre korkunç bir zaruret içinde büyüdüm. Gene de kale­mimden başka hiçbir şeye, hiçbir kimseye müracaat etmedim. İşte Türkiye'nin en al­nı açık evladından birine, boyu sırık gibi oluncaya kadar aile kucağında dandini be­bek gibi hoplatıla hoplatıla büyütülen bu paşa torunu, bu bolşevik züppesi, kellesine yalancı bir amele kasketi taklidi oturtarak siyasi namussuzluk isnadına kalkıyor.(...) İlk zamanlar halk gibi ben de onun fikirlerinde samimi olduğunu sanıyordum. Nitekim öyle olduğu için, kendisiyle aynı fikirde olmadığım halde, müdafaasını yapmak gafletinde bulundum.(...) Eğer başına kasket ve sırtına amele ceketi giyen adam la­lettayin ve mazlum bir işçi ise, hiçbir polis onun peşine düşmez. Fakat bu adam, ya­zılarından mahkeme salonlarına kadar her yerde cici bolşevik süsünü göstermeye hevesli ve gençler arasında birkaç çömez avlamaya çıkmış propagandacı Nazım Hik­met ise, kasketinin de, ot ceketinin de, yürüyüşünün de tesiri hesap edilir. Nitekim, bu tosun da aynı hesapladır ki, ayda 200 liradan fazla kıvırdığı zamanlar bile, soğan ekmekten başka aşı olmayan zavallı işçilerin kılıklarını benimseyerek sokak sokak dolaşıp durmuştur. Bilmemiştir ki 'tarihi maddecilik' bir ortaoyunu değildir. Ve Ay­vaz rolüne çıkan açıkgöz paşa torununun bu numarasına ne milliyetperver Türk gençliği, ne de Türk işçisi kolay kolay aldanmayacaktır."
Peyami'den Nazım'a
·
37 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.