Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

148 syf.
9/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Yansımalar...
Aklınızda bin bir düşünce biriktiğinde parmaklarınızı karıncalandıran bir his vardır ya... Hangi birini söylesem, nasıl anlatsam, her bir düşünceyi nasıl sığdırsam nasıl birleştirsem bu satırlarda diye düşünür o ilk kelimeyi yazana kadar bir garip heyecan duyarsınız içinizde. İşte o hissi seviyorum ve o hissi bana yaşatan kitapları da bir başka seviyorum. Ve Siddhartha tam olarak böyle bir kitap oldu benim için, bir kitaptan da öte belki şiirsel bir hayat dersi… Kitabı okurken birçok imge canlandı kafamda, uzun zamandır bir kitabı bu kadar karalamamıştım okurken. Aldığım notlar, çizdiğim satırlar, sorduğum sorular… Yüz küsur sayfada dopdolu bir kitap Siddhartha, sayfalarından taşan, düşüncelere nüfuz eden bir kitap. Sıkıştırılmış zip dosyası gibi, okudukça her bir sayfasından kelimelerden öte anlamlar fışkırıyor… Açtıkça hacmi büyüyor… Bu yazı tam olarak bir inceleme sayılır mı bilmiyorum ama kitabın kafamda döndürdüğü imgeleri, bana çağrıştırdıklarını anlatmak istiyorum biraz. Bir yere varmaktansa yollarda dolaşmak, Siddhartha gibi yollara düşmek istiyorum ben de… Varacağım yerden habersiz. Bir arayışla başlıyor hikaye. Arayış düşünceyle başlıyor. Düşünceler değişiyor. Yollarda virajlar, çıkmaz sokaklar... Yolculukla başlıyor bu hikaye... Ben'i arayan bir yolculuk, ben'i bulacağına inanan bir yolcu... Fakat ‘ben’ nedir? ‘Ben’ bir aynaysa şayet, bizim dünya dediğimiz, -gerçek dediğimiz-; bize o aynadan yansıyan görüntü müdür o halde? Ayna yeter mi dünyayı göstermeye? ‘Ben’i aramak ve bulmak yeter mi gerçeği görmeye? ‘Ben’ gerçeği, gerçekten algılayabilir mi? Siddhartha’nın yolculuğu yetinmemekle başladı. Hayatı ona yetmemişti, öğretilenler ve insanlar ona yetmemişti. Yol ilerledi… Belki de Siddhartha’nın aynası çukur aynaydı; dünyayı, insanları ve öğretilenleri küçük gösteriyordu bu ayna ona. Küçümsüyordu Siddhartha… Yolculuk devam etti, yollar ayrıldı, her yolun yoldaşı farklıydı… Yollarla birlikte aynalarda değişti. ‘Ben’ sabit kalmadı. Kimi zaman ayna dünyaya öyle çok yaklaştı ki dünyayı gösteremez oldu. ‘Ben’ aynasını toz tutunca dünya kirlendi, dünya bulandı. Görüşü daraldı, dünya aynaya sığmaz oldu… Dünya büyüdü de büyüdü. Ayna dünyada kayboldu… Sonra birden kırılıverdi; aynanın dünyalarla dolu kırık parçaları kafesteki kuşu öldürdü. Bir rüyadan uyandı Siddhartha. Aynanın dört kenarlı çerçevesinden dışarı adım attı. Boyutsuzlaştı. Bir vahaya vardı sonra yol… Bir ırmak düştü yolunun üstüne Siddhartha’nın. Sonra ırmaktan yansıyan dünyayı gördü. Uçsuz bucaksız yansıma… Su toz tutmuyordu, su daima hareket halinde… Su kendini temizliyordu. Su her yerdeydi, ırmak her yerde… Dünyayı görebilme vasfı bir tek akan ırmaktaydı… Sudan yansıyan dünyada saklıydı ‘ben’. Geçmişi geleceği yoktu akan suyun. Su her zaman aynıydı ve her zaman farklı… Akan hep suydu ama her seferinde farklı taşlarda farklı yosunlarda yıkanıyor, farklı dalgalarda boğuşuyor, farklı çamurlardan temizleniyordu. Ve su öğretilemezdi, ne rengi ne tadı ne de o berrak yansıması… Suyu bilmek isteyen suyu bizzat bulmalıydı. Susuz kalanlar ise aynalarının iki boyutlu yansımasında hapsolmuş; kimisi altın varaklı kimisi ucuz plastikten dört kenarlı bir çerçevenin içinde uçsuz bucaksız bir dünya arayışına mahkumdu… Her şeyin sonunda ‘ben’ anlatılamazdı. ‘Ben’ ve anlam arasındaki bağ kelimelerde boğuluyordu çünkü. ‘Ben’ elbet dünyaydı fakat dünya her dilde başkaydı… Dilin ötesinden konuşurdu ‘ben’. Kimi zaman ‘ben’, ‘ben’i yıkmaktı. Dil bunu anlayamazdı, anlatamazdı. O nedenle ‘ben’ öğretilemezdi. ‘Ben’ bir yolculuktu, kaderdi, hayattı, suydu, ırmaktı hem her şey hem hiçbir şeydi… Sadece bulan bilirdi.
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202037,8bin okunma
··
348 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Rahime okurunun profil resmi
Ben de Bozkırkurdu'nu taze bitirdim ve neye uğradığımı şaşırdım. İlk defa bu kadar kıvam olarak yoğun bir anlatımla karşılaştım ve sanırım bu kitabı da aynı yoğunlukta. Yoksa niye böyle yoğun bir inceleme yazasınız. Kır atın yanında kalan ya huyundan ya suyundan misali, siz de biraz Hesseleşmişsiniz sanki İclal Hanım. :) Elinize sağlık.
İclâl okurunun profil resmi
Ben de kitabı bitirir bitirmez Bozkırkurdu'nu alışveriş listesine ekledim :) Fuarda cüzdanı boşaltmamıș olsaydım direkt sipariş verecektim aslında da, bi dahaki sefere artık :)) Kesinlikle o kadar dolu ve yoğun yazıyor ki... Çok etkilendim ben, dili ve çevirisi de çok başarılı. Bu kadar derin felsefik konuları bu kadar anlaşılır hissettirilebilir yazmak bence muhteşem bir yetenek. Bu kitabı birkaç yıl sonra tekrar okusam eminim ki bambaşka şeyler bulacağım içinde... Hatta şimdi şuan otursam başına yine bambaşka şeyler bulabilirim gibi geliyor... Hala etkisindeyim :)) İyi ki okumuşum dedim artık kendimi Hesse fan club üyesi ilan ediyorum :)) Yorumunuz için çok teşekkür ederim Rahime Hanım siz de benzer duygular içinde olunca çenem düştü biraz :) Bu arada Bozkırkurdu incelemenizi merakla bekliyorum 😊
2 sonraki yanıtı göster
Icetree okurunun profil resmi
Siddhartha çıktığım uzun bir yolculukta yanıma aldığım tek kitaptı, bendeki yeri çok özel. Aynı hisleri paylaştığım, kitabın atmosferini her hatırlamak isteyeceğimde dönüp dönüp okuyacağım bir inceleme oldu benim için. Kaleminize sağlık :)
İclâl okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim. Benim için de çok değerli bir kitaptı Siddhartha, benzer hisleri paylaşmak ne güzel :) Beğenmenize çok sevindim...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.