Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

169 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
“Korkunç ellerinle bastırıp yaranı dudaklarını kanatarak dayanılmakta ağrıya. Şimdi çıplak ve merhametsiz bir çığlık oldu ümid... Ve zafer artık hiçbir şeyi affetmeyecek kadar tırnakla sökülüp koparılacaktır... Günler ağır. Günler ölüm haberleriyle geliyor. Düşman haşin zalim ve kurnaz. Ölüyor çarpışarak insanlarımız - halbuki nasıl hakketmişlerdi yaşamayı - ölüyor insanlarımız - ne kadar çok - sanki şarkılar ve bayraklarla bir bayram günü nümayişe çıktılar öyle genç ve fütursuz... Günler ağır. Günler ölüm haberleriyle geliyor. En güzel dünyaları yaktık ellerimizle ve gözümüzde kaybettik ağlamayı: bizi bir parça hazin ve dimdik bırakıp gözyaşlarımız gittiler ve bundan dolayı biz unuttuk bağışlamayı... Varılacak yere kan içinde varılacaktır. Ve zafer artık hiçbir şeyi affetmeyecek kadar tırnakla sökülüp koparılacaktır...” Yazdığı enfes şiirler ile tanıdığımız Nazım Hikmet’in yazmış olduğu dört romanından bir tanesidir bu kitap. Adı her ne kadar şiir adı gibi görünüyor olsa da , bu kitap bir şiir kitabı değil romandır. Bu kitapta yaşayan Ahmet ve İsmail karakteri ile aslında biz Nazım Hikmet’in kendi yaşamını okuyoruz. Ahmet’in; sevgili Anuşka’sı ve yoldaşları ile Rusya’da öğrencilik yılları, komünist parti çalışmaları, Bursa’da öğretmenlik zamanları, İzmir’de polislerden kaçıp İsmail’e sığınması, yine aynı şekilde İsmail’in devamlı olarak hapse girmesi, hapis günlerinde uygulanan tecritlere, insanlık dışı konuşturma yöntemlerine rağmen yoldaşlarının adını vermemesini tarihsel olaylar dahilinde okuyacaksınız. Geçmiş ve şimdi arasında gidip gelen anılar bazen Ahmet’in kendi ağzıyla bazen hikayeyi anlatan üçüncü kişinin ağzı ile aktarıldığı için okuyucu başta kafa karışıklığı yaşasa da, kitabın ortalarında okuyucu; bu zamanlar arasında zorlanmadan yolculuk yapabilecektir. Ve ben yıllarca hep merak etmişim insanlar işkencelere, soğuk hapishane duvarlarına maruz kalacağını, hatta bu uğurda ölebileceğini bile bile neden bu mücadelenin içinde bulunur? Kitabın bir bölümünde geçen cümle sanırım soruma cevap olabilecektir: “Atlı nereye koşuyor? Çoğu kere ölüme. Ama yaşamak için, daha güzel, daha haklı, daha dolgun, daha derin yaşamak için.”(sayfa:160) Sovyetleri, Lenin’i, Mustafa Suphi’yi, o dönemlerdeki Türkiye’yi ama en çok Nazım Hikmet’i göreceğiniz otobiyografi niteliğindeki bu kitabı mutlaka okumalısınız. Herkese iyi okumalar diliyorum...
Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim
Yaşamak Güzel Şey Be KardeşimNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 20173,369 okunma
·
37 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.