Kadının en büyük onuru bakire olmaktı. Bir de doğurgan olmak. Hiçbir sosyal hakkı yoktu. Hatta, kadın başı açık dışarıya çıkarsa kocası onu boşayabilirdi bile.
Öncesi: Antik Yunan'da kadın "erkeğin başının belası" olarak görülmeye başlanacaktı. Pis kadınların domuzdan, zeki kadınların tilkiden, meraklı kadınların köpekten geldiğine inananlar bile vardı! Kadınların tek başına sokağa çıkmaları ise artık hayaldi...
Roma döneminde de erkeklerin tartışılmaz egemenliği iyice perçinlendi. Erkek asker, politikacı, tüccar; kadın ise evde oturup çocuk büyüten ve sadece kocasına hizmet edendi.
Kadının en büyük onuru bakire olmaktı. Bir de doğurgan olmak. Hiçbir sosyal hakkı yoktu. Hatta, kadın başı açık dışarıya çıkarsa kocası onu boşayabilirdi bile. (alıntıladığım metin)
Sonrası: Tektanrılı dinler kadının sosyal hayatını pek değiştirmedi: Talmud'a göre, Yauhdi kadınların başı açık halde toplum içinde gezmeleri günahtır. Eski Ahit'te üç farklı yerde kadının başını örtmesiyle ilgili pasaj bulunmaktadır.... diye ilerliyor Adem. :)