Kitap, 19.yy da Bulgarların İstanbul'da cemaat oluşu ile başlıyor. Bulgarların ülkelerinden sadece çalışıp para biriktirme amacıyla gelip zamanla gayrimüslimlere verilen haklar ile(1839 Tanzimat Fermanı) yaşam standartları yükselince burada kalmalarından ve önemli tüccarlar oluşundan bahsediyor. O zamanlar Rumlar ve Yunanlıların dışında Bulgarlara, Makedonlara.. hepsine Rum deniliyormuş. Zamanla Rumlar Bulgarları kendi bünyelerine almaya zorlamışlar ve Fener Rum Patrikhanesine bağımli kılarak artık kendi dillerinde ayini cenaze törenini yasaklamışlar. Bunun sonucunda Bulgarlar kendi dini bağımsızlıklarını ilân etmek maksadıyla bir kilisi kurmak için Osmanlıdan izin istemişler ve Osmanlı'da önemli bir Bulgar görevli kendilerne bedelsiz bir yer tesis etmiş. Burası öncelikle ahşap kilise olarak inşa edilmiş zaman içerisinde demir kilise inşa edilmis..
Osmanlıdaki Bulgarlar hakkındaki bilgilerden sonra Simeon Trayçev Radev'in Galatasaray Mekteb-i Sultanisi'ndeki anılarından bahsediyor.