Yazarın cok genç yaşta(24) yazdığı müthiş bir aşk romanı...
Sevmek, sevilmek, şevkat, aşk, tutku hepsini sonuna kadar hissettiren bir eser. Bence eserin dünya klasikleri arasında yer almasının en önemli sebebi yazarın gerçekte yaşadığı hayattan kesitleri eserine yansıtmış olması. Yaşatılan, yaşanılan duygular o kadar gerçek ki sonunda gerçek aşkın galip gelmesi de kaçınılmaz oldu tabii.
Yazar eserini sonlandırırken " Marguerote'in öyküsü bir seçmedir. Sıradanlık olsaydı zaten yazılmaya değmezdi." diyor.
Eseri okuduktan sonra sevmenin, sevilmenin, aşkın gerçeğini yaşamanın mümkün olduğunu düşünüp aynı zamanda her güzel şey bitiyor gerçeğiyle karşı karşıya kalıyorsunuz...