Ve nihayet; ülkemizde çok okunanlar arasında ve herkesin de bildiği gibi Atatürk'ün okul müfredatına konulmasını önerdiği 'Beyaz Zambaklar Ülkesinde' kitabını okumuş bulunmaktayım.
Kitabın içeriğini eminim bir çoklarınız biliyordur ama şöyle bir değinmek istiyorum. Kitabın yazarı Grigori Petrov döneminin en ateşli hitabetlerini yapan, alışılmışın dışında tarzda bir rahip. Etkileyici ve kitleleri peşinden sürükleyen bir yapıya sahip. Bir çok ülkede ses getiren kitabını ölümünden kısa bir süre önce, 1923 yılında kaleme almış.
Bir kısmı İsveç bir kısmı Rusya topraklarında olan Finlandiya iki yönetime de kafa tutarak anka misali küllerinden yeniden doğmuş bir ülke. Bir kaç aydının önderliğinde milli birlik ve beraberlik içinde kenetlenerek, en üst kesimden en alt kesim halka kadar, var gücleri ile mücadele eden, harabe ülkeden örnek ülkeye yükselmiş bir toplumun şahaseri.
Yazar bu ülkenin verdiği mücadeleyi ve başarısını o kadar akıcı bir dille anlatmış ki, hiç sıkılmadan kolayca okunuyor. Fakat burada bir uyarıda bulunmak istiyorum. Benim elimde bulunan kitap Rönesans yayınlarının kitabıydı. Ve inanılmaz büyük puntolu, imla hataları, yüklem yanlışları ve başı sonu belli olmayan bir dizaynla yazılmıştı. İnanın abartı yok. Eğer ki kitabı okumaya birlikte başladığım 
Ahmet Emre Kocabaş yardımcı olup onunla bazı bölümleri karşılaştırmasaydık, hataları geçtim ben kitap diyazynı hep aynı kabul eder, aynı yayınevini okumaya devam eder ve bu kadar tat almazdım. Çünkü önsöz, sonsöz, kitap nerede başlıyor, nereyi kim yazmış içinden çıkamadım. Yeniden Koridor yayınlarından edinip devam ettim.
Genel itibariyle ve bir toplumun nasıl hareket edip, sırf o an için değil, diğer nesillere de yaşanılır bir ülke bırakmak için yapılması gerekenleri yazar çok güzel öğütlerle aktarmış. Bu konuda çok yüreklendirici ve her bir söylemini doğru buluyorum. Ama benim katılmadığım bir konu var. Kitabın ön ve sonsöz açıklamalarında özellikle Türk milletinin ve Atatürk'ün başarısının devrimlerinin dayanağı, bu kitapmış gibi bir algı oluşturulmuş gibi hissettim. Kitabın basım yılı ile Atatürk'ün Cumhuriyeti ilanı ile aynı olduğu için tamamiyle böyle bir düşünce çok yanlış. Bu kitaba kadar ülkemiz en zorlu yılları yine Atatürk önderliğinde atlatmış ve iyileşme sürecine çoktan başlamıştı. Ben yineliyorum ki; Nutuk gibi bir kitap olmasa da yine de okunması gereken, milli birlik ve beraberliğin, bağımsızlığın önemini anlatan bir kitap.
Kitabı okuma arkadaşlığı uyumlu, fikirleri ve tespitleri yerinde Ahmet Emre Kocabaş ile birlikte okuduk. Teşekkür ediyorum kitap dostum. Her yönüyle çok verimli, akıcı ve tat aldığım bir okuma oldu benim için.
Herkese bol kitaplı ve güzel günler dilerim...
··
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.