Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

AVRUPALI IRKÇI KİMLİĞİN OLUŞTURULMASI VE DÜNYANIN İCADI, 1700-1850:
Ahlakî Bir Hizmet Olarak Emperyalist Medenileştirme Misyonu Emperyalizmin ırkçı bir söylem üzerine inşa edildiği yolundaki iddia, ırkçılığın Avrupa’daki oluşumunun ancak 1840’lardan sonra olduğunu -emperyalizm için çok geç bir tarih- söyleyen “bilimsel’’ şekliyle birleştirdiğimizde inanılması güç bir durumdur. Ancak George Frederickson’un izinden gitmek gerekirse (James Blaut gibi), gizli ırkçılıkla aleni ırkçılığı ayrıştınyorum.2 Öncelikle, gizli ırkçılık 18. yüzyılda ve 19. yüzyılın başlarında ortaya çıkmıştır. Aleni ırkçılık 18. yüzyılın başlarında oluşurken, tam olarak ortaya çıkışı (özellikle İngiltere’de) 1840 sonrasında olmuştur. İkinci olarak, gizli ırkçılık “farklılığı” genetik özelliklerden çok kültürel, kurumsal ve çevresel kriterler üzerine kuruyordu. Hatta, Batı üstünlüğü ile Doğulu geri kalmışlığı içinde barındıran ırkçı bir güç ilişkisi şekillendiriyordu. Bundan dolayı, daha çok bilinçaltı düzeyinde çalıştığı için -ırkçı ifade hemen hemen görünmezdir- gizli ırkçılık aleni ırkçılıktan çok daha sinsidir. Ve bu gizli ırkçılık yüzünden pek çok Avrupalı emperyalizmin aracılığıyla Doğu’ya yardım ettiklerine samimi bir şekilde inanmıştır. Oysa gerçekte her şekilde -kültürel, ekonomik, politik ve askerî olarak- ciddi bir baskı, eziyet ve mutsuzluk verilmiştir Doğu’ya. Bu ideolojilerin emperyalizmle farklı ilişkileri vardır. Gizli ırkçılık medeni anlamdaki geri kalmışlığın emperyalist “medenileştirme misyonu" yardımıyla iyileştirilebileceğini ve iyileştirilmesi gerektiğim varsayar. Aleni (ya da bilimsel) ırkçılık fizyolojik/genetik özellikler üzerinde odaklanmıştır, çünkü bu ikinci sınıf özellikleri değişmez olarak görme eğilimindedir.
Sayfa 222Kitabı okudu
··
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.