Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

328 syf.
7/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
“DÜNYADA HAKLI TEK BİR YAHUDİ VARDI, O DA KENDİNİ VURDU!”
Bu kitap Otto Weininger’in doktora tezi “Cinsiyet ile Karakter” hakkında genel bilgiler verirken yazarına ait çeşitli biyografik bilgiler de sunmaktadır. Bu tez ekseriyetle kadınlar ve Yahudilik üzerinedir. Ancak Otto W. kadınlar üzerine yazdıklarından dolayı hep eleştirilmiş, kendisi akademisyenlerce kadın düşmanı olarak görülmüştür. Yahudiler üzerine olan düşünceleri de çeşitli uç ideolojilerin ekmeğine yağ sürmüştür. Bu kitapta bu bilgilerin sadece bir kısmına yer verilmiştir. 1903 yılı modern karakter biliminin doğum günüdür: Bu yılın Mayıs ayında, Otto Weininger yapıtı “Cinsiyet ile Karakter”i yayımladı. Işık karanlığı aydınlatmış ama karanlık kendisini aydınlatan ışığı fark etmemiştir. Çıt çıkmıyordu kimseden. Toplum suskundu. Weininger kitap üstüne farkına varıldığını gösterir ne bir söz, ne de değerini teslim eden tek bir ses duymuştur. Kitabın yayımlanışının üzerinden dört ay sonra, sanki Bethooven'ın dehası ile kendi dehası arasındaki bağlantıya dikkat çekmek istercesine insanlığın en büyük kahramanlarından biri olarak nitelendirdiği Bethooven'ın yaşamanı yitirdiği yerde kalbine bir kurşun sıkarak öldüğünde Weininger'ın bu dünya üzerinde geçirdiği süre yirmi üç yıl beş aydı. Sonra bir anda görünür hale geldi. Yaşarken adeta görünmez olan bu adam öldükten sonra ancak görünmeye başlamıştır. Öyle ki eserlerini okuyan pek çok kişi giriştikleri intihar olaylarında yaşamlarını kaybetmiştir. Bu olay psikoloji literatürüne Weininger Sendromu olarak geçmiştir. Kendisine tanıklık etmek isteyen bir toplum olduğu gibi ayağa kalktı. Friedrich Jodl bir sözle selam verdi: "Cinsiyetler ruhbilimi üstüne sürdürülen tartışmada, bu kitap asla geçilemeyecektir." Weininger'in bu telafi ikramiyesini tahsil etmesi asla mümkün olmayacaktır. Toprağa verme töreninin düzenlendiği gün Viyana’dan çıplak gözle izlenebilen kısmi bir ay tutulması yaşandı. Tabutun üstü bütünüyle örtülüp toprağa verilme işlemi tamamlandığında son buldu. Mezarını ziyaret edenler ise mezar taşında babasının yazdırdığı şu dizeleri okuyacaklardır: "Yeryüzündeyken bir türlü huzur bulamamış gencecik bir insanın huzur içinde yattığı yerin üstünü örtüyor bu taş. Zihni ile ruhunun açığa çıkardıklarını söyledikten sonra yaşamaya artık daha fazla dayanamamıştır.” "Cinsiyet ile Karakter"in yazılış amaçlarından biri, erkek cinsiyeti ile kadın cinsiyeti arasındaki ayrılığı açık kılacak genelgeçer bir ilke temellendirmektir. Weininger yaptığı yaşambilimsel ile ruhbilimsel ayrım doğrultusunda, herkesin yaşambilimsel bakımdan ikicinsiyetli (biseksüel) olduğunun kabul edilmesinin gereğine odaklanıyor öncelikle. Cinsiyetler arasındaki ayrılıkların yalnızca taşınan erillik ile dişillik oranlarından kaynaklandığını kesinledikten sonra "eşcinsellik", "oğlancılık", "kadınsı erkek", "erkeksi kadın" türünden bütün ara cinsiyet durumlarını, kadınlık ile erkeklik karakterlerinden alınan payın oranına bağlı olarak farklılaşım geçirmeleriyle açıklama yoluna gidiyor. Weininger'in bütün cinsiyetler temelinde kitap boyunca verdiği ayrıntılı insanlık betimlemeleri son derece çarpıcıdır. Ama bundan daha çarpıcı olanı, bu denli genç bir yaştayken bu yaşam bilgisini edinmiş olması, deneyimsiz denecek bir yaşta olduğu halde, daha delikanlılığın baharındayken, yaşama ait böylesine önemli ayrıntıları büyük bir açıklıkla dile getirmiş olmasıdır. Freud'dan yardım talep eden bir doktora öğrencisi Otto W. Freud'dan hiçbir zaman destek görememiş, Freud kitabın içeriğine dair olumlu olumsuz söz söylemeyi dahi gereksiz bulmuştur. Ancak Freud'la kuramsal mücadele içine girmiş kimi yorumcularsa külçe gibi ağır bir kitabın yazarı olarak karşısına çıkan hevesli yeniyetme bir öğrencinin Freud'u bir hayli rahatsız ettiğini, hayatı boyunca ona hazımsızlık yaşattığını söylemekten geri kalmamışlardır. Freud Otto W.'nin değerini görmezden gelmeyi tercih ederken Ludwig Wittgenstein “Cinsiyet ile Karakter”den çok etkilendiğini ve Otto W.'nin düşüncelerini örnek aldığını yazmaktan çekinmemiştir. Nazi Faşizmi'nin kurucu önderi Adolf Hitler'in hemşerisi Weininger'in kitabını büyük bir coşkuyla okuduğu, ölümünü duyduğunda bir hayli üzüldüğü, kendisi için kimi kaynaklara göre "Dünyadaki tek haklı Yahudi oydu!", kimi kaynaklara göreyse "Dünyada tek bir dürüst Yahudi vardı o da kendisini öldürdü!" dediği bilinmektedir. Nitekim çok geçmeden Hitler'in yüzbinlerle ifade edilen geniş halk kitlelerine seslendiği büyük mitinglerinde, düşünürün Yahudiler üstüne dile getirdiği sözleri kimileyin hiç değiştirmeden olduğu gibi, kimileyin de kendince değiştirerek adını anmaksızın kullanmış olduğu tarihsel kayıtlara geçmiştir. Bu arada dönemin başka önemli faşist diktatörü Mussolini'nin, Weininger'i okuduktan sonra kafasında oturtamadığı kimi noktaların yerli yerine oturduğunu, her şeyin gün gibi açık hale geldiğini söylediği de kaynaklarda kayıtlara geçmiştir. “Cinsiyet ile Karakter” savaşın son bulduğu yıllara gelinceye dek ne yazık ki Nasyonel Sosyalist İdeologların elinde uzun yıllar oyuncak olmuştur. İşin özüne girildiğinde Weininger'in ırkçı savunmaların düpedüz karşısında olduğu bilindiği halde, Nazi Rejimi'nin insanlık dışı uygulamalarını meşru göstermek amacıyla düşüncelerinin hoyratça kullanılması türünden talihsiz bir yazgıdan kaçamadığı görülür. Weininger'in kadına yönelik düşüncelerini "kadın düşmanlığı" diyerek savuşturma kolaycılığına kaçmadan anlamaya çalışan feminist yazar Germaine Gree, ünlü kitabı Dişil Hadım'da olağanüstü titiz, inanılmaz temiz bir delikanlı elinden çıkmış bir kitap diye tanımlamıştır “Cinsiyet ile Karakter”i. Kitabında kadınlar hakkında sarf ettiği cümleler sadece o dönem için değil, günümüzde bile tartışma konusu olabilecek türdendir, o yüzden kadınlara dair bu fikirleri bu kitabı okuyacak okurlara bırakıyorum. Bütün bunlardan daha önemlisi, "Cinsiyet ile Karakter”in sonunda yer verdiği 132 sayfadan oluşan geniş kaynakçasında Weininger'in feminist olsun ya da olmasın hiçbir kadın yazara yer vermemiş olduğu hayretle görülmektedir. Hayatı boyunca hep yanında olan ve onu en iyi tanıyan arkadaşı Artur Gerber'e de söz vermek gerek: "Kendisini bir kere olsun görmüş hiç kimse yüzünü asla unutmazdı. Kendisini gülerken hiç görmedim, gülümserken nadiren. Weininger'i kadından nefret eden bir kimse olarak göstermek, onu bir erkek olarak tümüyle yanlış anlamış olmak demektir. Otto W. nefret duymazdı! Onun gibi bu denli güçlü bir sevme yetisi taşıyan bir başka insan daha görmemiş olduğumu görüyorum, hiç kimsenin yüreğinin onunkisi gibi böylesine sevgi dolu olması söz konusu bile olamazdı. Yazdıklarının yalnızca tek bir yerinde nefret sözcüğü geçiyor, o da nefretin sevgi olarak ifade edilmesi şeklinde." Kısa ömrüne beş yüzü aşkın düşünce özeti ve iki bini aşkın mektup da sığdırmıştır. Bu aforizmalardan bir kısmı kitapta mevcut ama anlamak için Otto W. olmak gerekir. O kadar güzel çevrilmelerine rağmen ben tek kelimesini bile anlamadım. Sanırım bu aforizmalar için Otto W. olmak gerekmiyor, kadın olmak gerekiyor, kadın ruhunu bilmek gerekiyor. Çünkü aforizmalar hep kadınlar üzerine. Herhalde bunları da en iyi kadınlar anlar diye düşünüyorum. Mektupların da bir kısmına kitapta yer veriliyor. Weininger'in tam bir "düşünsel mayın tarlası" konumundaki tehlikeli ama bir o denli de esrarengiz kitabı “Cinsiyet ile Karakter”, günümüzde yalnızca siyasal tarih ile psikoseksüel patoloji tarihinde değil, düşünce tarihi ile sanat tarihinde de temel başvuru kaynaklarından biri olarak değerinden hiçbir şey kaybetmeden metinsel varlığını halen sürdürüyor. Ancak bu kitabını okuyabilmek için ya yabancı dil bilmemiz ya da bir gün çevrileceğini umut ederek beklemeye devam etmemiz gerekir.
Söz Kalıntıları
Söz KalıntılarıOtto Weininger · Pharmakon Kitap · 201421 okunma
··
598 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.