Avrupa'da evrilen bilim dev adımlar atmış, buluşlarıyla insanların doğa (ve de gariptir ki başka insanlar) üzerinde egemen olmasını sağlamıştır. Ama ne karşılığında? Doğanın dengesini bozmanın yanında, insan bilinci üzerinde denetim ve egemenlik kuran bir toplumsal aygıtın parçası durumunda işlev görerek... 'Bilim' diye
tapındığımız şey acaba 'hakikat'i (Truth, verile) bulmanın tek doğru
yöntemini mi sunuyordu bize? Eğer öyleyse bu yöntemle ulaşıldığı
söylenilen 'hakikat'lerin pratik sonuçlan neden çoğu kez insanlar için mutluluk yerine felaketlerle, başarısızlıklarla sonuçlanmaktaydı? Bilim gerçekte sanıldığı gibi toplumsal değerlere, siyasete, erk ilişkilerine kayıtsız özerk bir insan faaliyeti miydi? vb .. Bütün hegemonik yapısına karşılık batı toplumlarında benimsendiği çerçeveyle 'bilim', toplum ve insana ilişkin birçok soru ve soruna yanıt getirmekte yetersiz kalmıştır.