Siz de benim gibi bu kitabın çavdar tarlasında çalıştırılan yoksul çocukların hayatlarını konu edindiğini zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Kitabın çavdar tarlasıyla herhangi bir ilgisi yok. Hatta herhangi bir olay örgüsü de yok. Eser, lise çağlarındaki kahramanımız Holden Caulfield’in okuldan atılmasından sonraki üç gününü anlatıyor. Holden, kardeşi Phobe dışında etrafındaki her şeyden ve herkesten nefret eden, ergenlik bunalımları içerisindeki bir genç. Eserin esas amacı da bu süreçten geçmiş yahut geçmekte olanlara bir ergenin ruh halini ve anatomisini anlatmaya çalışmak. Okurken; hayata fazla gerçekçi bakan, herkesten ve her şeyden uzaklaşmış bir ergenin kaybolmuşluğuna şahit oluyoruz. Ancak çeviriden midir bilmiyorum, zaman zaman kötü dublajlı bir amerikan filmi izliyor hissi uyandırıyor. Kahramanımızın ergenlik bunalımlarını, ani kararlarını, etrafına duyduğu nefreti, arayışlarını ifade edebilmek için, neredeyse her sayfada, iyi ya da kötü bahsedilen her varlık için “o lanet..” tanımlaması kullanılmış. Ayrıca kahramanımız Holden’ın da söylediği üzere; vay canına, bittim buna, kıyak gibi ifadelerin oldukça fazla olduğu da gözden kaçmıyor. Çünkü Holden bu sözcükleri kullanmayı çok seviyor. Eserin sevdiğim belki de tek yanı; Holden’ın farkında olmadığı o komik ve eğlenceli tarafının samimiyetle yansıtılmış olması. Hepimizin içten içe saçma bulduğumuz, bunları bir başkası da düşünmüş müdür diye kendimize sorduğumuz düşüncelerimiz vardır. Kitap bu sorularımıza yanıt veriyor. Kendi adıma çok etkilendiğimi söyleyemeyeceğim. İlk gençlik yıllarında okunması daha faydalı olacaktır diye düşünüyorum. Onun dışında bu kitabın biraz abartıldığı kanaatindeyim.

Çavdar Tarlasında ÇocuklarJ. D. Salinger · Yapı Kredi Yayınları · 202159,5bin okunma

·

1 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Tuğba