Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

286 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Fahişeler Kırmızı Kokar.
Fahişeliğin Rengi Kırmızı... Sizler biraz daha kibar şekli olan hayat kadını diyebilirsiniz fakat ben doğrudan doğruya fahişe diyorum. Çünkü biraz daha uzaklaşıp tamamen tiksinmeniz için söylüyorum. Halbuki ben bir fahişe ile evlenmek istiyorum. Mesela Meliha Hanım'ın ablası. Hani babalarını öldürüp de annesine tecavüz edenlerin tuzağına düşen, daha doğrusu kendini feda eden bir abla. İşte onunla. Veyahut da kocasından dayak yiyen ama kardeşlerinin okuması için her türlü çabayı gösteren Meliha Hanımla. Kolaydı, diplomalı, üstündeki tertemiz tayyörü ile koridorlarda koşuşturan bir devlet memuresi ile evlenmek. Kolaydı, efendi, ağırbaşlı hanım hanımcık bir kızla evlenmek. Ya fahişeler? Onlar ne olacaktı? Dur, ben söyleyim. Onlar, toplumun ahlak dengesini sağlayan bir manivelalardı. Onlar her zaman nazır ve hazırdı. Herkesin isteklerini küçük bir meblağ karşılığında yerine getirirdi. Böylelikle uçkurlar dizginlenir, evdeki mutsuz kadınlar ile biricik kocalarının araları düzelirdi. Fahişelerin tek bir rengi vardı: Kırmızı. Psikiyatr Gülseren Hanım yine her zamanki gibi hastalarının yaşamından topladığı kesitlerle, biz okuyucuları da kendi odasına davet etti. Onunla ağladık, onunla güldük. Epey hastası da varmış, her çeşitten. Dövülen kadınlar, dövmekten rahatlayan hanımlar, babasından gördüğü tacizle ömür boyu eşcinselliğe mahkum olmuş bir Şevket Ağa ve mazoşizmin çemberine girmiş bir delikanlı Salih Bey. Çağımızın en büyük sorunlarından birisi hiç şüphesiz psikolojik yıkımla karşı karşıya kalmaktır. Stres, iş dünyası, dini inançların yanlış uygulanması gibi olgular ister istemez bizleri bir negatif ortama sürüklüyor. Kimimiz bir uzmana danışıp tedavi oluyoruz, kimimiz de kuytu köşemizde hastalığımızla daha da bir eriyip gidiyoruz. Bundan dolayı yaşantımızda artan bir psikolojik neden varsa ve bu gittikçe büyüyorsa mutlaka ama mutlaka kendimizi tedavi ettirmeliyiz. Doğru bildiklerimiz yanlış, yanlış bildiklerimiz doğru olabiliyor bazen. İşte biz bu karışıklığı çözmek için bir hekimden yardım almalıyız. Böylece bizim de mutlu ve huzurlu bir hayatımız olacaktır. Son olarak Günahın Üç rengi adlı kitabın verdiği mesajla şunları söylerim ki: Orada yani Gülseren Hanım'ın odasında bulunan o hastalar hiçbiri kendi isteğiyle o duruma düşmedi. Veya keyiflerinden gitmiyorlar o mekana. Tabii gidenler şanslı. Ya utanıp hiçbir doktora gitmeyip evde terk edilmiş insanlar... Onların durumu daha kötü. Bu yüzden ailenizde veya tanıdıklarınızda şüphelendiğiniz kişiler varsa onların ellerinden tutup tedaviye götürünüz. Kitap ise gayet güzel, bir terapi eşliğinde okuyoruz sanki. Bir psikiyatr ve onun hastaları adına çok şeyler öğreneceksiniz. Bir de yazarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe özel çıkacak olan, son kitabı Camdaki Kız ile buluşacağımızı buradan belirteyim. Bakalım o hikâyede nelerle karşılaşacağız? Saygılar...
Günahın Üç Rengi
Günahın Üç RengiGülseren Budayıcıoğlu · Remzi Kitabevi · 201314bin okunma
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.