Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Nüzhet,paşa,Mithat efendi,operatör
Peyami Safa'nın çocukluğundaki hastalık travmasını ve pskolojisini anlatan bu eser Türk edebiyatında insan ruhunun derinliklerinde dolaşan ilk roman olarak geçiyor,ayrıca fazlasıyla beğendiğim ve tavsiye ettiğim bir eser olmuştur. -Ağaçların bile sıhhatine imrenerek yürüdüm. -Felaketimizi başkalarıyla paylaşmak saadettir,fakat annelerle değil,annelerle değil.Annelere anlatılan kederler paylaşma değil,ona geçmiş olur.Çocuklarının felaketini 2 kat şiddetle hisseden anneler,bu ıstıraplarını çocuklarına fazlasıyla iade ederler;böylesce keder anadan çocuğa ve çocuktan anaya her an intikal edişinde büyüdükçe büyür. -Bazan etrafımızda o kadar esrarlı bir hâdise olur ki ince teferuatına kadar bunu sezeriz,fakat hiçbir şey idrak etmeyiz;ruhumuzun içinde ikinci bir ruh her şeyi anlar,fakat bize anlatmaz,böyle korkunç işaretlerle bizi muammanın derinliklerine atar ve boğar. -O kadar az oyun oynamıs ve aldatmasını o kadar az öğrenmiştim ki,yalan bana suçların en ağırı gibi geliyordu;ve bir yalan söylendiği zaman insanların değil ,eşyanın bile nasıl tahammül ettiğine şaşıyordum.Yalana her şey isyan etmelidir.Eşya bile:Damlardan kiremitler uçmalıdır,ağaçlar köklerinden sökülüp havada bir saniye içinde toz duman olmalıdır,camlar kırılmalıdır,hatta yıldızlar düşüp gökyüzünde bin parçaya ayrılmalıdır filan...Zavallı mürâhik -Ah ben ruhumun içindeki ikinci ruhu bilirim ,esrarı gören gözleriyle ve esrarı duyan kulaklariyle her şeyi sezer ve bana sezdirir ve beni aldatmaz,ah,içim beni aldatmaz. -Hakikati seviniz, o da sizi sever;hakikati arayınız, o da sizi arar ve üstüne yalan çin setleri gibi kalın duvarlar örsün,altında kalan hakikat ince bir iniltiyle,bir hafif rüzgar dalgasıyla,herhangi bir küçük işaretle mevcudiyetini bildirir:"Buradayım!"der. -Fakat bir kere inanmanın şehveti başladıktan sonra,hakikat olduğuna iman edilen şeyi bütün arzusuyla kucaklayan insanlar gibi sevinçten çıldırıyorum,kuruntumun utancını duymayacak kadar mes'uttum. -Fakat mes'ut olmayı o kadar unutmuşum ki bu sür'atten korkuyorum,daha fazla ilerleyemiyorum. -Uzun bir sükût.Dakikalar geçiyor.Her an birbirimizden biraz daha uzaklaşıyoruz.Konuşursak,birbirimize bunu hissettirmekten başka bir şeye yaramayacak.Bunun için susuyoruz.Ne onda bu büyük mesafeyi atlamak ve ötekinin yanına varmak isteği,ne bende kuvveti var.Bu sessizlik içinde zaman aramızdan bir düşman gibi geçiyor. -Hastahane hayatı dışarıdan yalnız bir koku ile ayrılıyor.Bu koku hastahanenin ruhudur. -Istıraptan korkmamanın tek ilacı ıstıraptır.Bu ateşi o ateş söndürür. -Büyük bir hastalık geçirmeyenler,her şeyi anladıklarını iddia edemezler. -Istırbın derinlerine indikçe sevincimizi kaybetmek korkusu kalmadığı için,yeni bir sevinç başlıyor:Istırabın ilacı ıstıraptır. -Burada ıstıraba ve tevekküle o kadar alıştım ki,onları bırakırsam ruhumun bir parçası kesilmiş gibi boşluk duyacağım;bırakmazsam isyansız nasıl yaşayacağım? -İki hasta kadar birbirine yakın hiç kimse yoktur.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022101,7bin okunma
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.