Her şey bir yana, bir insan nasıl bu kadar sevilir? Bir insan, bir insanı nasıl bu kadar çok sevebilir? Bir kitap nasıl böyle içten yazılır? Sen nasıl bir insandın Ahmed Arif? Sen nasıl güzel sevdin öyle? ''Senin ne güzel,ne yüce yüreğin var '' dedirtiyor okurken. Yazının en sevdiğim koludur mektuplar.Bir ırmak gibi gürül gürüldür kelimeler.İki kişinin arasında.Onlara has, onlara mahsus. Kafka'nın Milena'ya Mektupları, Victor Hugo'nun Nişanlıya Mektupları, Cemal Süreya'nın Onüç Günün Mektupları, Nazım'ın Piraye'ye Mektupları, Fernando Pessoa'nın Ophelia'ya Mektupları, Sabahattin Ali'nin eşi Aliye ve kızı Filiz'e mektupları, Dostoyevski'nin İnsancıklar kitabındaki mektupları...Hemen hemen tüm mektupları okuyan biri olarak söyleyebilirim ki Leylim Leylim kadar dokunmadı yüreğime hiçbiri... Düşünün, hücredesiniz yahut sürgünde.Dost bildikleriniz aleyhinize işler yapar olmuş.Hava soğuk, üstte yok başta yok.Buna rağmen sizi sevmeyen biriyle dolu aklınız fikriniz, kalbiniz.Kazandığınız (o da kazanabilirseniz. Yazılarınızı şiirlerinizi kabul ederse bir dergi) üç beş kuruşu da o mutlu olsun diye harcıyorsunuz.Oysa canı isterse cevap yazıyor mektuplarınıza, istemezse yazmıyor.Canı isterse mutlu oluyor hediyelerinizden, canı istemezse kapris yapıyor.Öyle seviyorsunuz ki kimseye eyvallahı olmayan bir insanken tüm gururunuz, onurunuz onun önünde yerlerde.Ne büsbütün istiyor sizi ne de büsbütün geri duruyor.Yetmez gibi evlendiği haberini alıyorsunuz canınızdan çok sevdiğiniz kadının.Nasıl, zor değil mi? ''Sen ister dostum ol ister sevgilim, yeter ki hayatımda ol. Sen Leylâ bana geldikçe sana ihtiyacım olacak. Senden başka hiçbir isteğim yok. Sen Leylâ bana her şeyi, her şeyi unutturabilirsin. Seni, bu muazzam aşka layık gördükçe ben, her şeyi yenebilirim Leylâ...'' demiş Ahmed Arif.Naifliği, vazgeçemeyişi, aşkı, sevgiyi, kimseye muhtaç değilken o kişiye olan muhtaçlığı görüyor musunuz.Sadece ilk cümle bile yeterli Arif'in çaresizliğini, ızdırabını görmeye. ''Sevilmek iyi edermiş insanları.Ben hiç mi sevilmedim?'' diyen Leyla Erbil'e neden ''Leyla!Zalım Leyla'' dediğini anlıyoruz böylece. Daha nasıl sevsin seni be kadın? Bir ölmediği kalmış. Hayır, hayır hiç kıskanmadım(!) Okuyun, illa ki okuyun.Sevdiğinizi ya da sevildiğinizi düşünmeden (ya da sanmadan) önce muhakkak bu kitabı okuyun.

Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316,2bin okunma

··

41 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.