Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

372 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 günde okudu
Geçtiğimiz ay İskandinav Mitolojisi'ni okuduktan sonra içimde tarif edilemez bir Neil Gaiman okuma istediği olmuştu. Yokyer'i de bu bağlamda aldım ve aldığım gibi de başladım. Kitabı çeşitli sebeplerden dolayı 26 günde okumuş olsam da neden çoğu kişinin favori kitabı Yokyer'miş çok iyi anladım. Kitabımız, sıradan bir Londra'lı olan Richard Mayhew adındaki bir adamın, kaldırım kenarında yaralı bir kadın bulmasıyla değişen dünyasını ve eski hayatına geri dönme çabasını anlatıyor. Londra'nın altında bambaşka bir dünya olduğunu öğrenen Richard'ın; bir melekle, bir tilki ve bir kurda insandan daha çok benzeyen iki katille, bir üç kağıtçıyla, ihtiyar bir evsizle, ve kaldırımdaki yaralı kadın Door'la Aşağıtaraf adındaki gizemli dünyada çıktıkları tehlikeli yolculuktan sağ çıkmaya ve bir cinayeti çözmeye çalışmalarını okuyoruz. Yokyer ile ilgili söyleyeceğim ilk şey Neil Gaiman gayet basit bir dünya yaratmış ve muhtemelen bu dünyayı bu kadar anlaşılır ve inanılır yapan da bu. Adamın asla kendini kanıtlama çabasına girmemesini ve harika dünyalar yaratmayı çok kolaymış gibi göstermesine bayılıyorum. 🤷‍️ Kitabımızın ana karakteri Richard Mayhew azıcık gerizekalı olmasına rağmen sinir olmadığım nadir karakterlerden. -çünkü biliyorsunuz ki o azıcık salaklık kitaplarda ne gibi olaylara sebep oluyor- Her ne kadar kendisine sinir olmamamdaki asıl sebep yanında yapmakta olduğu hataları önleyen ve önleyemediklerinin de en az hasarla sonuçlanmasını sağlayan Marquis de Carabas gibi bir karakter olsa da -kendisinin ana karakter olduğu bir yan kitap var ve okumak için sabırsızlanıyorum ay ay- Richard beyefendinin de hakkını yiyemem, Yokyer ile benzeşen hikaye başlandıçları olan kitaplardaki gibi üç saniye önce var olduğunu öğrenen bir dünyaya hemen uyum sağlayan aptal karakterlerden de değildi yani. Okuması eğlenceli, hatalar yaparak öğrenen, aynı hataları suyunu çıkarana kadar tekrar etmeyen ve aklıma James McAvoy olarak kazınmış -buraya sonra değineceğim- bir Gaiman karakteri oldu. Kitapta sevmediğim bir karakter yoktu sanırım. Yokyer, hepsi de okuması çok zevkli hikayelere sahip geniş bir karakter yelpazesi olan bir kitaptı. Favori karakterlerim Door ve Carabas'a dair daha çok şey öğrenmeyi dilemiş olsam da hiçbir karakterin geçiştirilmediğini ve hepsinin kendine ait "değerli" bir hikayesi olduğunu söyleyebilirim. Kitabın sevmediğim tek şey sonuydu fakat öğrendim ki yazarımız, tatlış Neil Gaiman abimiz Yokyer'e ikinci bir kitap yazıyormuş. Gerçi kitabın çıkacağı haberini geçen yıl duyurduğuna göre hala kitabın sonunun yetersiz olduğundan ve aşırı açık uçlu bittiğinden bahsedebilirim. İkinci kitabın adı Seven Sisters olarak duyruldu ve adından anladığım kadarıyla Yılan kardeşleri temel alacak ama içinde Door, Carabas ve Richard da olsa çok iyi olur. Yorumu bitirmeden önce bahsetmek istediğim iki şey var; birincisini bu yorumu yazarken kitabı karıştırmam sonucunda fark ettim. Neil Gaiman kitap boyunca deli gibi foreshadowing yapmış. Kitaptaki ters köşelerden o kadar dikkatim dağılmış ki okurken hiç fark etmemişim. Kitabı tekrar okumak ve bu durumun zevkini çıkara çıkara okumak için sabırsızlanıyorum. Bahsetmek istediğim son şey ise Yokyer'in radyo oynu. BBC Radio 4 başrolünde James McAvoy, Natalie Dormer ve Benedict Cumberbatch gibi isimler var ve ben kitabı okurken bir yandan da bu oyunu dinledim. Aldığım zevk tarif edilemez. Bu kadroyla bir dizi gelseydi ortaya çıkacak işin efsaneliğini düşünebiliyor musunuz?
Yokyer
YokyerNeil Gaiman · İthaki Yayınları · 2012950 okunma
··
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.