Gönderi

214 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Dünyaya dair hüsran içindeyim!
”Doksanlı yıllar bu ülkenin Pandora kutusudur.” diyor Mehtap Ceyran bir röportajında. Bana kitabın özünü sorsanız, bu kitabın özü bu cümledir derdim. Bir çoğumuz hayatımızdaki en güzel yıllar olarak hatırlarız 90’ları, sohbeti açıldığında gerek 90’lı yılların pop müzikleri, sokak kültürü, disko müzikleri, arabesk film furyası, sinema kuyrukları.. saymakla bitmez. Bu saydıklarım şanslı yüzdelikte doğup, yaşamış olanlar içindi. Ama kitabımız bunu anlatmıyor, bu kitap “öteki”lerin hikayesi. Ben haberlerden hayal-meyal hatırlıyorum 90’ların ortalarına doğru, doğuda hücre evleri ve bu evlerde domuzbağı denilen bir yöntemle elleri ve ayakları bağlanıp gömülmüş cesetler çıkarılıyordu. Olayın ürkütücü tarafı bunu Hizbullah denilen, bir siyasal islamcı grubun üstlenmesiydi. Örgüt çok sayıda kişiyi kaçırıp, işkence ederek infazlarda bulunmuştu. Bir çok faili meçhul cinayet, sokak ortasında enseye tek kurşun sıkılarak yapılmış infazlar bu dönemde yaşamış koskoca bir kuşağın kabusu olmuştur. Olayların çıkış noktası olarak 1990 Batman gösteriliyor, aynı dönemde pkk terörüde baş gösterdiği için bu iki örgütün kendi aralarında da bir çatışma içerisinde olduğu göze çarpıyor. Hizbullah’ın hedef kitlesinin genelde solcular olduğu sanılır fakat bu kitlede islamcılarda yer almıştır, bu sebeple de bir süre sonra örgüte “hizbulvahşet” denilmeye başlanmış. Diyarbakır Emniyet müdürü Gaffar Okan’ı hepiniz hatırlarsınız, kesinleşmemekle birlikte, bu cinayetinde hizbullah tarafından gerçekleştirildiği düşünülmektedir. Gelelim kitaba, Mehtap Ceyran politik nedenlerden dolayı 15 yaşında hapse girmiş bir yazar, 10 yıl kadar süren bir hapis hayatından sonra 2009-2016 yılları arasında ilk romanı olan Mevsim Yas’ı kaleme almış. Okuduğum en hüzünlü kitaplar listesine ekledim bu kitabı, gerçekten isminin hakkını veriyor. Yazar, koskoca bir şehrin nasıl yas tuttuğunu, yasın rengini, acının rengini, yoksunluğu, yoksulluğu, çaresizliği insanın içini eze eze hissettiriyor satırlarında. Kitap Batman Kentinde Hizbullah terörüyle birlikte gerçekleşen infazlar, kadının o coğrafyada gördüğü ikinci sınıf insan muamelesi, bir çocuğun, çocukluğunu bile yaşamadan içine düştüğü ideolojik kaotik bir şehir ve ille de taraf olmasına sebep olan bir yaşam konu edilmiş. Kitabın büyük bir bölümü mektup türünde, sanki geçmişten fırlayıp gelen hayaletler gibi bir “bellek” kavramı ortaya çıkarılıyor bu kısımlarda. Çoğunluğu iç monologlarla geçiyor kitabın, insanların ortak dertlerinin, anlam arayışının, kavramların arasında nasıl sıkılıp kaldığının, insanın varoluş sancısını, geçmiş buhranları ile şimdinin arasına sıkışıp kalmış, bir grup insanın hikayesini konu ediyor. Zaman zaman inandığı ideolojiyi de eleştiriyor, kavramların içinin nasıldı boşaltıldığını “ her cemaat kendi ötekisini yaratıyor.” sözleriyle destekliyor. Ama her şeyden önce hüzün bu kitabın ana teması. İlk kitap çoğunlukla handikaptır, yazar’ın ilk kitabı olmasına rağmen üslubu okuru baştan çıkarır cinsten, gerçekten çok başarılı buldum dili ve kurguyu. Kitap biraz ideolojik bir kitap, etnik kimlik ayrımı yapan, aşırı milliyetçi arkadaşlara önermiyorum. Yazar kitabı için “Toprağımdan yeryüzüne bir mektup yazmak istedim.” diyor. Mehtap Ceyran, 90’lı yılların Batman’ından dünyaya evrensel bir mektup yollamış, dünyadaki tek ideolojinin sevgi ve barış olması dileğiyle diyorum, kültürel renkliliğimizin bizi ayıran değil birleştiren olması dileğiyle diyorum.
Mevsim Yas
Mevsim YasMehtap Ceyran · Sel Yayıncılık · 20171,504 okunma
··
1,345 views
Ferah okurunun profil resmi
90 larda çocuk değildim çalışıyordum Ayşe. Çoğunun çocuk olduğu ya da çocuk olmayanların duyarsız kaldığı bir çok olaya maalesef tanık oldum. Okudukların az bile çok çok az... Emeğine sağlık.
1 previous answer
Ayşe* okurunun profil resmi
Ben az çok okuduklarından birazda basında bulduğum haberlerden idrak etmeye çalıştım ama şiddetin boyutu gerçekten akıl alır gibi değil, insan zulmü farkedince başkaldırıyı da anlıyor bir parça, bu kitap aslında o dönemde atılmış bir çığlığın yansıması gibi. Çok acı bir çığlığın. Teşekkür ederim Ferah abla.
2 next answer
Selman Ç. okurunun profil resmi
Yıllar geçiyor hiçbir şey değişmiyor en çok da bu korkutuyor beni. Ne olacak bundan sonra ne göreceğiz diye bekliyoruz aynen kitaptakilerin ölümü beklediği gibi. Bekleyemeyenler de (dayanamayanlar) son çare olarak hayatlarına son veriyor. Peki biz nasıl dayanıyoruz bu kadar acıya, bu kadar acı, zulüm varken bu dünya nasıl ayakta duruyor hala şaşıyorum. Düşündükçe çıkamıyorum içinden. Nefes alıyorum ama bir anlamı yok gibi geliyor. Ümitsiz bir yaşamın ortasına bırakılmış bir şekilde yaşamaya mahkum edilmişiz. "Bu ülkede insanca bir gün yaşamadık. Mutlu bir gün yaşamamıza izin vermediler." Yine de şunu buraya bırakıyorum; "Ey her şey bitti diyenler. Korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler. Ne kırlarda direnen çiçekler. Ne kentlerde devleşen öfkeler, Henüz elveda demediler. Bitmedi daha sürüyor o kavga, ve sürecek! Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!" youtube.com/watch?v=_QAeE09...
Ayşe* okurunun profil resmi
Dünya bok gibi bi yer, biz de bu sirkin gösterişli kuklalarıyız hepsi bu.
Homeless okurunun profil resmi
“Her cemaat kendi ötekisini yaratıyor.” Alıntıyı okuduğumda da bunu iç sesim habire tekrarlayıp durmuştu. Yaşanmışlıkların izi kitabın sayfalarına sinince yazılanlar da haliyle insanı yakalıyor. Milliyetçiler okumasın demişsin ancak buna katılmıyorum. Aksine okumaları lazım ki bir parça farkındalık oluşsun fikirlerinde. Şahsen Kürt arkadaşların da Atsız okumasında bir sakınca görmüyorum. Ellerine, yüreğine sağlık. Nitelikli bir inceleme çıkarmışsın. Bir de yazıp yazmamak arasında kalmıştın. :)
Ayşe* okurunun profil resmi
Teşekkür ediyorum, belki de dediğin gibidir :) yeraltı edebiyatı okurken pornografikse uyarı yapıyorum onun gibi bi refleksle yazdım onu da. Kararsız kalmamın sebebi kafamı toplayamamamdı, karaladım bişeyler işte :)
1 next answer
Selman Ç. okurunun profil resmi
90'ların bir eğlenceli yanı bir de bu kitapta değindiği gibi acı yanı vardı. Çocuk olduğumuz için acı taraflarını pek hissedemedik sanırım. Ancak şimdi baktığımızda görebiliyoruz ne kadar kötü, acı olayların olduğunu. Ve her dönemde destekçilerinin olduğunu da görmek ayrı bir acı. Vallahi ne çok acı var. Yürek yine de dayanıyor bir şekilde. Bu da işin mucizesi. Okuyacağım kitabı. Bilin bakalım ne eksik? :) Emeğine sağlık.
Ayşe* okurunun profil resmi
Biz çocuktuk farketmedik diyelim, o dönemde yaşayan insanların yüzde kaçı haberdardı ki meçhul. Senin kitap kontrolden çıkmış :} ürün hazırlanıyor yazıyor bu sefer de, ben bundan bişey anlamadım :D yarın da kargoya vermezlerse arar olay çıkarırım :D
1 next answer
Roquentin okurunun profil resmi
Nalet gelsin 90'lara da insanlığa da, daha fazla nefret saçmadan gidiyorum, sen yazılacak her şeyi yazmışsın, fekat bu kitabı ayırt etmeden herkes okusun , bi tek biz niye acı çekiyoruz arkadaş, iki gram neşem vardı aldın götürdün, bana kitap almayın lan, valla yakarım bu gezegeni .
Ayşe* okurunun profil resmi
Ben herkesin bu kitabın özüne inemeyeceğini düşünüyorum, özellikle milliyetçi, kafatasçı kimselerin bu kitabı tarafsız okuyamayacağını düşünüyorum, keşke okusalar ama olmuyor işte. Düzeltemiyoruz, kendi içimizde bile paramparçayız. Ne zaman Mehtap Ceyran’ın acısını herkes eşit derecede hissedecek yüreğinde o zaman yeniden umut etmeye başlayacağız. Bugün bu kitabı sana okuttum diye bana çok sövdün ama sen bu acıyı ciğerine kadar hissedecek çok az insandan birisin o yüzden okumalıydın.
Ramazan... okurunun profil resmi
2005 te tutuklanan örgüt üyelerinin 2011 de davullu zurnalı serbest bırakılıdiklarina da şahit olduk malesef :/
Ayşe* okurunun profil resmi
Zaten tam manasıyla örgüt tamamen çökertilmemiş, çoğunluğu yurtdışına kaçmış, işte böyle iktidarda orda burda tanıdığı olanlarıda bi şekilde tahliye ediyorlar. Bence yeniden ortaya çıkmak için zaman kolluyorlar :/
Bu yorum görüntülenemiyor
Havva ARSLAN okurunun profil resmi
👏👏👏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.