Gönderi

Yeryüzünde cennet özlemi, insanlığın tarihi kadar eskidir aslında. Bu yeryüzü cennetlerinin başlıca nimetlerinden biri de, varın yoğun herkes arasında ortaklaşa paylaşılmasıdır. The Land of Cokayne adlı on dördüncü yüzyılda yazılan ve şairi bilinmeyen bir İngiliz şiirinde, şöyle denilir: "Ne kavga var, ne de savaş; sonsuz bir yaşam aldı ölümün yerini. Kadınlar da erkekler de öfkeli değiller artık. Yiyecek de bol, giyecek de. İster genç, ister yaşlı; ister güçlü, ister güçsüz; ister gözü pek, ister boynu bükük olsun; her şey ortaklaşa paylaşılıyor herkes arasında." Morton'un belirttiği gibi, Hıristiyanlık ilk yayılmaya başladığı sıralarda da, dünya nimetlerini ortaklaşa paylaşma düşüncesi egemendi. Katolik Kilisesi'nin resmi sözcüleri, ancak on üçüncü yüzyıldan sonra, zenginlerle yoksullar arasında sınıf ayrımlarının Tanrı buyruğu olduğu ve özel mülkiyetin bir hak sayılması gerektiği görüşünü yaymaya başladılar. Ne var ki, on dördüncü yüzyılda "Lollard" denilen yoksul rahipler, özellikle kırsal bölgelerde yoğun bir propagandaya girişerek, Kutsal Kitap'ın İngilizceye ilk çevirisini yapan John Wycliffe'in inançlarını yayıyorlardı. Bir yandan Katolik Kilisesi'nin yolsuzluklarını gözler önüne serip dinsel reformu savunurken, bir yandan da yoksulların sömürülmesine karşı çıkıyorlar, halkın başkaldırmasını istiyorlardı. Lollard'ların önderlerinden John Ball, ölüm cezasına çarptırılmadan önce, 1381'deki köylü ayaklanması sırasında verdiği devrimci vaazlardan birinde, zamanımıza değin unutulmadan gelen iki dizeyle, Âdem toprağı belleyip, Havva yün eğirirken, Bey kimdi? Efendi kim? diye soruyordu.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.