Gönderi

Biz, İrlanda'ya erişen kabilelerin soyundan doğabilirdik. Reis Ruzvelt Doğu Türkistan'ında yerleşen bir oymaktan çıkabilirdi. Ama bunlar hep ihtimallerdir, faraziyelerdir. Hakikat şu ki, biz Türk soyundan gelmiş ve Anadolu'da doğmuşuz. Soyumuzun geçirdiği ilk yerleşme macerası bittikten, vatan kurulduktan, soyumuz ve vatanımız adını, damgasını altıktan sonra doğuşumuz, yaşamamız, adımız, sanımız artık muayyen bir kader çerçevesine girmiştir. Milletimiz için tarihi imkanın çizdiği mahreki değiştirmemiz imkansızdır. Çünkü saadet ve felaket, iyilik ve kötülük, güzellik ve çirkinlik, doğruluk ve eğrilik anlayışımız hep bu mahreke göre ayarlanmıştır. Bundan şikayet edenlere sadece şaşarız; çünkü bütün insanlık bu türlü imkanlara, zaruretlere göre kurulmuştur. Kendi vatanımızın, milletimizin tarihi zaruretlerinden kurtulmak istesek, vaziyet ne olur ki? "Kader birliği", "tarih birliği" ve öteki müesseselerin birliği ile şu alem içinde imkan altına sokabildiğimiz anlaşma, başarma, sevme, sevilme, duyma, bilme... gibi her şeyden uzak kalmış; bizimle hiç münasebeti olmayan diğer tarihi imkanlar ve zaruretler içinde kaybolmuş oluruz.
Sayfa 193Kitabı okudu
··
19 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.