İlim nasıl ilk şüpheden doğdu ise; bir kitlenin, bir topluluğun kaderi önünde fışkıran ilk ızdıraptan da ideal doğmuştur. O kaderin önünde kendisini unutan; kendi kaderini, topluluğun kaderine katan, karıştıran insanın "idealizm"i gözlerini açmış demektir.