Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

405 syf.
6/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Devşirmelerin Talan Tarihi
Öncelikle yazar konusunda bir iki bir şey söylemek istiyorum. "Nasıl müslüman olduk" kitabından gayet etkilendim ve diğer kitaplarını da aldım. " Milliyetçilik Türkiye'nin çıkmazı" kitabı vasat'a yakındı." Osmanlı Gerçeği" kitabına gelecek olursak başta yazar kendi tarih anlayışından bahsetmiş, bu biraz hoşuma gitti açıkçası. Tarihin objektif değil mazlumdan yana olması gerektiğinde hem fikirim. Okul zamanlarında kafamızı işgal eden bu asalak Osmanlı tarihinin, bilinmezleri hakkında güzel notlar yakaladım. Bize hoşgörü diye yutturulan talan tarihinin, güzellemesi yapıldığı ders kitaplarından farklı olduğunu hepimiz az çok biliyoruz. Selçuklu'ya sahip çıkmayanların kendilerini Osmanlı'nın 600(Aslında 600 değil) yıllık talan tarihi ile övüp, milliyetçilik taslaması, asalaklaşmış eğitim sisteminin bir etkisi sanırım. Konumuza dönecek olursak talan ve tebaa sömürüsü ile, topraklarını genişleten, vacip gördüğü kardeş katli ile sallantıya uğrayan, Avrupa'daki Coğrafi keşifler sanayi devrimi, burjuvazinin gelişimi ile birlikte talan ve fetih yapamayınca zayıflayan ve en sonunda CUMHURİYET ile son verilen uzun ve boş bir imparatorluk süreci detaylı olarak işlenmiş . Osmanlı ne feodalizme tam anlamıyla uymuş ne de burjuvazinin gelişmesine izin verebilmiştir. Toprak hanedanın malı mantığıyla, örneğin miras yoluyla size bırakılan toprağa keyfince el koyma yetkisine dahi sahiptir. Talan yoluyla elde edilen topraklar da merkeze dahil olur ve hanedan tebaa'yı elinden geldiğince sömürmüştüş. Yazar bu süreci DESPOTİZM olarak adlandırmış . Bu ara sıra düşündüğüm ve Osmanlı'nın hangi modeli uyguladığı yönünde ki sorularıma ikna edici bir cevap oldu benim için. Yazar arada diğer meslektaşları ile polemiğe girmiş bu bir taraftan ne kadar hoşuma gitse de bazen konudan uzaklaştığı da olmuş. Çok fazla Alevi güzellemesi yapmış, şahsen bu beni rahatsız eden bir diğer taraf oldu. Bu konuda araştırma yapmak istesem elimde daha iyi kaynakların olduğuna inanıyorum, konumuz bu değildi yani. Diger bir nokta "beterin beteri vardır" sözünü eleştirirken bir noktada Şah İsmail'i bu sözden destek alarak övmesi, biraz itiraz etmeme sebep oldu. Çoğu yerlerde tekrara düştüğü de olmuş fakat bütünlük itibarı ile Bilal'e anlatır gibi anlatmış. Sadede gelecek olursak Osmanlı'nın talan tarihine sahip çıkıp, bunun üzerinden "İslam imparatorluğu kuracağız" diyip Viyana kapısı zorlama hülyalarına dalarsanız sonunda Abdülhamid yalnızdı diye dövünip emperyalizmin uşağı olur alavere ile aldıklarınızı dalavere ile kaybeder, sonra Lozan şöyle böyle diye ağlarsınız. Şunu da dipnot olaraktan ekleyelim, artık öyle bir dünya yok.
Osmanlı Gerçeği
Osmanlı GerçeğiErdoğan Aydın · Su Yayınları · 199960 okunma
·
83 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.