Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

395 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
BİAT VE ŞİDDET ORTAMINDA YETİŞMENİN SONUÇLARI ÜZERİNE BİR İNCELEME
Bir psikiyatri uzmanı olan Dindar “Biat ve Öfke”de tanınan bir kişi üzerinden, bir hekim olarak biat ve öfkenin tıbbi analizini yapmış. Sonuç olarak şayet çocuklarımızı sevgi, saygı, bilim, sanattan uzak, şiddet ve korkutmayla büyütürsek sonuçlarının ne olacağı üzerinde durmuş. “Recep Tayyip Erdoğan’ın dedesi Tayyip daha yirmi iki yaşındayken, 1906’da komşuları tarafından on altı kurşunla öldürülüyor. Dede Tayyip öldürüldüğünde Ahmet daha bir ya da iki yaşında. Büluğa erdikten sonra Ahmet evleniyor ama ilk eşinden çocuğu olmuyor. Bunun üzerine kocası savaştan dönmemiş bir dulla evlendiriliyor ve ondan Tayyip’in üvey ağabeyleri Hasan ile Mehmet doğuyor. “Ahmet Reis daha sonra Tenzile Hanım ile evleniyor ve İstanbul’a göç ediyor. Recep Tayyip, 1954 yılında Kasımpaşa’da doğuyor. Rize’nin Dumankaya köyünden Erdoğanların tarihi 1800’lerin ortalarına değin uzanıyor. Dumankaya’nın Cumhuriyet öncesi adı Plihoz. Bilinen ilk ata Bakatoğlu Ahmet; Recep Tayyip Erdoğan’ın dedesinin dedesi yani. Bakatoğlu ‘isyancı, kavgacı’ anlamına geliyor. Bakatoğlu Ahmet’in Tahir, Yunus ve Mehmet adında üç oğlu var. Tahir, ‘bilinmeyen bir nedenle’ babasını öldürüyor. Bakatoğlu soyu Yunus ile sürüyor. Yunus’tan sonra oğlu Tayyip (yerel dildeTeyyup), ondan sonra Hacı Ahmet, ondan sonra da Recep Tayyip.” (Sayfa 28) “Reis Kaptan sinirli bir adamdı. Sinirlendiğinde evde kimse ona yaklaşamaz, irtibat kuramazdı. Ama Tayyip’e özel bir ilgisi vardı. Tenzile Hanım da bunu keşfetmişti. Evin babası sinirlendiğinde iş Recep Tayyip’e düşerdi. Hemen Reis Kaptan’ın yanına sokulurdu. O kollarına sığındığında Reis Kaptan’ın siniri kalmazdı. Recep Tayyip babasını üzdüğü zaman inanılmaz bir şey yapardı, Reis Kaptan’ın ayakkabılarını öperdi. Bunu gören Reis Kaptan sakinleşir, gözlerinden yaşlar süzülür, bütün çocuklar da babalarıyla birlikte ağlardı.”(Sayfa 40) "Bizim evin karşısında Müşerref Abla dediğimiz bir komşumuz vardı. Çocuğum ya, küfür ediyorum ona. Ben küfrettikçe onun hoşuna gidiyor o da popoma vuruyor. O vuruyor ben küfür ediyorum. Babam gelince şikâyet etmiş beni. Bunlardan haberim yok tabii. Babam içeri giriyor. Allah rahmet etsin. Alıyor beni tavana asıyor. Ellerimden mi kollarımdan mı bağlamış, hatırlamıyorum. Orada 15-20 dakika kalmış olacağım ki, dayım gelip beni kurtarıyor. O günden sonra da küfür faslı kapandı.”(Sayfa 70) Çok basit ve sohbet havasında konuşmayla da çözülebilecek meseleler bile şiddetle, cinayetle, küfürle, ayakkabı öptürerek, tavana asarak çözülebiliyor bulunduğunuz toplumda. Oğul babayı, komşu komşuyu, herkes herkesi öldürüyor, saygı sevgi ortadan kalkmış, herkes sahte bir dindarlığın arkasına sığımışsa, böyle bir çevrede yetişen çocukların ruh sağlığını koruyabilmesinin mümkün olmadığını, gelecekte bu çocukların sadece ailesine, ülkesine, milletine değil, bütün dünyanın başına bela olabileceğini çok güzel ortaya koymuş yazar. Çocukları olan ve bebek bekleyenlerin özellikle okuması gereken bir kitap. Kitabın 192. sayfasında bir Çin bedduasında "Umarım tuhaf zamanlarda yaşarsınız” diyordu. Galiba bizi de bu beddua tutmuş olmalı ki gerçekten tuhaf zamanlarda yaşıyoruz. Okuyarak kalın.
Recep Tayyip Erdoğan'ın Psikobiyografisi: Bi'at ve Öfke
Recep Tayyip Erdoğan'ın Psikobiyografisi: Bi'at ve ÖfkeCemal Dindar · Telos Yayıncılık · 201410 okunma
·
333 görüntüleme
Bertha Mason okurunun profil resmi
Of of of. Bahsettiğiniz kadar varmış.Okurken kanım dondu.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.