Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

XIX. asır başında Avrupa, Çekierin ve Polonyalıların güçlükler içerisinde bulunduğunu hesap ediyor-du. Bu iki millet Fransız ihtilali ve Napolyon savaşları sırasında önemli roller oynamışlardı. Polonya gönüllü birlikleri Fransız ordularının yanında savaşmışlardır. Bu sürgünler kendi mill! marşlarını Fransızların Marseillaise'ine uydurmuşlardı: "Jeszcze Polska nie Zginela" "Biz yaşadıkça Polonya ölmeyecektir!" Eğer bizim ülkemiz esir olursa en azından biz sürgünlerin kal-binde dirilecektir!" diye haykırıyorlardı. Onlar bir an için Na-polyon'un desteğinde bir Polonya devleti kurulması düşüncesi­ne kapıldılar. Şüphesiz Napolyon'un siyasi ihtiraslarına ümit bağlayan bu proje ile, Polonya Devleti geçici olarak gerçekleş­ti. Napolyon Varşova dukalığını ihdas etti ve Saxe kralını bura-ya yerleştirdi. Bu dukalık, Rhenane konfederasyonunun uzantı­sı ve Fransız İmparatorluğu'nun doğuda öncüsü idi: İtalyan krallığının uzantısı olan Illyriens bölgeleri de güney bölgesini teşkil ediyordu. Bunlar, rakip güç ve imparatorluk kudretine sahip Rusya'yı gözetlemekle görevli idiler. Nihai hesapta bu iki burcun hakimiyetini ele geçirmek hedefti: Polonya ve İstanbul. İşte bu sebeple Batının imparatoru Napolyon, Doğu'nun impa-ratoru I. Alexandre ile savaşa girdi. Polonyalılar hararetle Na-polyon'un yanında yer aldılar. O zaman Fransa ve Polonya 1830 ve 1870 arasında Batı Roma'nın iki temel savunucusu gibi hürriyet ve medeniyet uğruna savaş veren kardeş ve şöval­ye milleti kabul ediliyorlardı. Lortlar karnarasında 19 Mart 1846 günü tekrarlanan Victor Hugo'nun sözleri kamuoyuna dile getiriyordu: "Dört asırdır bu iki ülke batı medeniyeti sahne-sinde bütün diğer milletiere üstün ve menfaat gözetmeyen bir rolü omuzladılar, Fransa halkının bilgisizliğini, Polonya barbar-lığı yendi. Fransa fikirleri ekti, Polonya sınırlarını savundu.
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.