Üniversitedeki hocalık görevinden ayrılmış daha sonra kendisine kırtasiye dükkanı açmış, eşiyle de mutsuz olduğu bir evliliği paylaşan Doğan Hocamız var elde. Ardından yine eşiyle mutsuz evliliği içinde sıkışmış bir çocuk sahibi Doğan Hocanın eski öğrencisi Arzu Hanım. Kitapta anlatılan olay ise bu iki ismin yaşadıkları gayr-i meşru aşk(!) Kimilerine göre büyük ve yüce bir aşkı paylaşıyorlar bana göre ise saçmalığı. Bir kurgu bu kadar bayat olmamalıydı bence. Mutsuz evlilikler insanları hayatlarında başka birilerine saptırsa bile yaşanılanların ahlaki, edebi bir boyutu olmalı. Kitaba bakarsak cinsel arzulardan uzak bir aşkın da var olabileceği, yaşanabileceği aktarılmış okuyucuya fakat gece vakti pencereden karşı apartmana kendini çıplakça sergilemek de neymiş arkadaş ya. Alkış mı tutulmalı buna? Bu aşk diye pazarlanamaz kimseye. Saf aşkı, sevdiği kişinin gözlerine bakamayıp başını öne eğerek konuşana sorun.