"Babam ,tamı tamamına yirmi beş yıl sonra,bir elinde yıllanmış üç telli bağlaması, diğer elinde ahşap bavulu,kapımın önünde diz çökmüş, gece vakti aniden ortaya çıkmış mahçup bir konuk veya gecip giden zamandan borcunu mahsup etmeye gelmiş eski bir alacaklı gibi öylece beni bekliyordu"
yazarin Babasi " Aşık Heves Ali " ile
Diyarbakır'dan Kars'a dogru giden yol ve hayat hikayesi... Yıllar sonra bir gece yarisi dönen babasıyla olan hesaplasmasi cebinde bulduğu ileri derece kanser tahlil sonuçları ve sonrasında son arzusu Kars'a Aşıklar Bayramına gitmek istemesi ve yol boyunca yaşadıkları aralarinda gecen diyaloglar, Saz Aşığı babanin evvel hayatindaki kadinlarin sırrına dogru yolculuk...
Yazarin Her üç telli baglama, babamin kasketi ve kahverengi bavulu dedigi bölümlerde dönüp kapak fotoğrafına baktim kitabın , bu kadar iyi tasvir edilebilirdi hayalim deki baba figuru kapağa işlenmişti resmen...
Ve Yazarin boğazını düğümleyen yutkundugu konuşamadığı gözlerinin dolduğu babasiyla gecen yaşadığı bütün diyaloglarda aynı duygular zuhur etti ben de ...
Bu kadar duygulandigim bir kitap hic okumadim daha önce, her sayfasında bir gözyaşı bıraktım, belki kendimden bir seyler buldum ... Belki ona en cok ihtiyaciniz olduğu anda yitirdiginiz bir Baba, eksik yaninizi tamamladiginiza inandiginiz yillar sonra hayatiniza gelen bir adam ya da Kadin ve sonra
Bir anda giden yarim kalmış bir Aşk ....
Kitapligima iyi ki dahil etmisim , sanirim Kemal Varol'un okuduğum ilk ve son kitabı olmayacak...