Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

88 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Ferit Edgü'nün “Bir Gemide” adlı kitabı yazarın okuduğum ilk eseri. 8 öyküyle toplumda herkesin bir yerlerden denk geldiği yaraları yazarak haykırması bunları düzeltmeye olan inancını gözler önüne seriyor. Beni en etkileyen hikaye ise “Dayanılmaz Bir Koku” idi. Kokulara aşırı duyarlı bir adamın bir sabah berbat bir koku duyması üzerine kurulu bir hikaye. Kahramanımız başta kokuyu yok etmeye uğraşsa da sonraları, bu kokuyu kendisi dışında farketmiş birini bulmaya razı duruma geliyor. Nitekim bir çocuğun farkındalık sözleriyle seviniyor.Eskilere olan, bozulmamışlığa, yabanıllaşılmamışlığa ve saflığa olan özlemini eski kokuların yitmişliğiyle, bulunamayışıyla temsil ediyor yazar. Bu yitikliği tek farkedenin kendisi olamayacağını düşünmesi belkide sorun olarak gördüğü şeylerin çözümüne dair inancı. ... Minibüste gidiyorum. Şoförün arka koltuğunda ineceğim yeri kollayarak sürdürüyorum yolculuğumu bir yandan da “Bir Gemide” okuyorum. Birazdan şoför yasak olmasına rağmen sigarasını tüttürüyor. Koku diyorum, aynı kitaptaki gibi kimse bir şey demiyor sadece ben duyuyorum herhâlde bu tiksindirici kokuyu. O sırada bir çocuk biniyor bir öğrenci diyor, uzatıyor parayı. Başlıyor şofor bağırmaya: hafta sonu ne öğrencisi; çocuk, öğrenciyim abi yalan mı söyleyeceğim diyor. Adam 1 lira için çocuğu azarlıyor. Yine bir koku geliyor burnuma arka koltuktan, çocuğun kırılmışlığından, ezilmişliğinden yayılıyor koku. Minibüs doluyor karışıyor kokular, seçim arabası geçiyor yan şeritten daha yeşil İstanbul diyor müzik eşliğinde. Egzozunun dumanı cama vuruyor. Sıcak asfalt kokusu, toz genzimi yakıyor. Yine mi geldin koku diyorum. Minibüs doluyor. Teyzenin biri nefes nefese biniyor. Büyükçe bir poşeti var, yere koyuyor. Yanıbaşımda ayakta. Etrafı yokluyor yer yok. Şoför bağırıyor: teyzeye yer verin düşmesin. Kimseden ses çıkmıyor. Ter kokusu geliyor teyzeden burnuma ama yolcuların sessizliğinden gelen koku onu bastırıyor. Kalkıyorum buyur teyze benim inmeme az kaldı diyorum. Arkaya geçiyorum. Cips kokusu, sakız birde sigara kokusu... Bitmiyor yollar. Kitabımı okuyorum. Bir kadın biniyor, kucağında bebeği yine yer veren yok geri iniyor, şoför kızıyor arkalarda yer vardır sen hele bi geç. Arkada boş yer yok, kalkacak olan da yok geçin hanımefendi diyorum. Teşekkür ediyor biraz mahçup, bebek gülümsüyor bana, bir anlığına tüm kötü kokular yok oluyor. Bebekten koku geliyor. Süt kokuyor tüm minibüs... İniyorum nihayet. Metroya bineceğim, kartıma para yüklüyorum. Sırayı bozuyor bir adam önüme geçiyor. Kitabın etkisindeyim herhâlde kokular, yine kötü kokular... İnsanlar çarpışa çarpışa biniyorlar metroya çarpışa çarpışa iniyorlar. Yorulduğumu hissediyorum. Metrodan inip vapura biniyorum. Oturup denizi seyrediyorum.. Derin bir nefes çekip hatırlıyorum” ne diyordu kitap?”: “ Kendine aşık deniz bile yitirmişti öz kokusunu”( Bir Gemide,syf32) yitirmişti herhalde, burnuma koku gelmiyordu. İki sevgili simit poşetini bırakıyor sulara, martılar bağırıyor. İskeleye yanaşıyoruz. Şarkılar söylüyor bir çocuk kuşlara. El sallayıp, gülümsüyorum ufaklığa. Kokular burnumda ve beynimde karışıyor. Karışıyorum o yaya geçidinde tüm kalabalığa, karışıyorum şehrin geniz yakan kokusuna. ... İşte “ Dayanılmaz Bir Koku” bana tüm bunları farklı bir bilinçle değerlendirme fırsatı sağladı. Yazarın bir farkındalık yaratmaya uğraştığı satırlarda kendi farkındalığımı uyandırmaya çalıştım.Herkesin üzerine alınması gereken toplumsal umursamazlığa vurgu yapılan öyküyü bir şeyler ancak farkında olunarak onarılmaya başlanabilir düşüncesine sahip herkesin okumasını tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar...
Bir Gemide
Bir GemideFerit Edgü · Ada Yayınları · 1984805 okunma
··
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.