" Tanpınar fakülteden hocamdı.(...)Koltuğunun altında bir Zafername bir Mai ve Siyah, bir Rübab-ı Şikeste yahut Erenlerin Bağından cildi olduğu halde sınıfa girdiği olurdu. Böyle bir girişle ders konusunun bu kitap etrafında döneceğini zanneden ve dinlemeye not tutmaya hazırlanan öğrenci, kısa bir süre sonra yanıldığını anlardı. Çünkü hoca en fazla 10 15 dakika o kitaba dolayısıyla o konuya bağlı kalır, sonra kendisini çağrışımlarının akışına bırakırdı. Ben de 10 15 dakika not tutmaya çalışır, sonra tekrar o konuya dönmesini boşuna bekler, ama diğer taraftan o harikulade çağrışımlar dünyasına kendimi zevkle kaptırırdım. Keşke o dünyaya açılan zengin kültürü zapt edebilseydim." Orhan Okay
Sayfa 10 - Dergâh Yayınları, İstanbul 2010.