“Elimdeki sancak onların sancağı, dudaklarımdaki türkü onların türküsüdür. Gecelerinin ümitsiz olmadığını ve kalplerindeki üzüntünün ebedî olmayacağını onlara bildirmek kuvvetine sahip olabilmeyi arzu ederdim. Çünkü kaybettikleri savaş hiçbir zaman kaybedilemez. Çünkü kurtarmak için uğrunda öldükleri şey hiçbir zaman ortadan kalkamaz. Ve çünkü bütün karanlık günlere, insanların yapmaya muktedir oldukları bütün kötülüklere ve ayıplara rağmen, insanoğlunun ruhu bu dünyada yaşayacaktır. Belki bir müddet bu ruh aciz ve pasif kalır. Fakat sonunda muhakkak canlanıp dirilecek ve mevcudiyetini bütün ağırlığı ile hissettirecektir. Bir an için zincire vurulmuş bile olsa, o zincirleri de koparmaya muktedirdir insanoğlu. Ve insan yaşayacaktır. İnsanlar değil, “İNSAN” bu dünyadan yok olmayacaktır hiçbir zaman.”