HANGİSİ DAHA ACIYDI?
Çocuk olmak mı?
Yalnız olmak mı?
Yaşamak için çalmak zorunda kalmak mı?
Yahudi olmak mı?
Çingene olmak mı?
YOKSA HİÇ KİMSE OLMAK MI?
HOLOKOST..
Sistematik bir şekilde yapılan Yahudi soykırımı.
Sadece Yahudi değil, ari ırk idealiyle beraberinde çingeneler gibi pek çok unsurun da öldürüldüğü, işkence gördüğü İkinci Dünya Savaşı yılları.
Yaklaşık yedi milyon insanın toplama kamplarında can çekişmesi, gaz verilerek hatta yakılarak öldürülmesi söz konusu.
O dönemde Yahudi düşmanlığının sebebi ekonomi alanına fazlaca hakim olmaları olsa da, bunun altında, hastalıklı bir ırk olduklarına inanılması, hatta zorla hastalıklı bir ırk haline getirilme çabaları da yatıyor.
Bütün bunlar yaşanırken çocuk olmak, her şeyi bir çocuğun gözünden anlatmak için yola çıkmış Jerry Spinelli. Yürek sızlatan bu hikaye, böyle yazılmış..
İkinci Dünya Savaşı yılları, Varşova sokakları.
Savaş..
Gökyüzünden yağan bombalar..
Kızıla kesmiş, bazen suskun ve karanlık, bazen siren sesleriyle inleyen bir kentin, hem öksüz hem yetim çocukları..
Belki de kimsesiz sokakların öz evlatları.
Ben..
İsimsiz bir çocuk.
Ekmeğe hasret, ekmeğe inanan çocuk..
Küçüğüm.
Gözlerim de küçük.
O yüzden her şey çok farklı görünüyor bana ve olduğundan daha büyük..
Ayları bilmiyorum ama mevsimleri biliyorum.
Askerleri bilmiyorum ama çizmeleri biliyorum.
Savaşı bilmiyorum ama soğuğu, evsizliği, yataksızlığı biliyorum.
Görmesem de inanıyorum meleklere.
Ekmek yenir mi, yoksa ekmeğe inanılır mı, onu da bilmiyorum..
Bildiğim ;
Anneler de inanmak içindir,
Portakallar da.
Ve trenler..
Soğuk trenler,
Şekerleme dağına giderler...
Keyifli okumalar..