Gönderi

180 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
Bazı kitapları birden fazla kez okumak gerekir. Çünkü o kitabı ilk okuduğunuzki halinizden farklısınızdır ve bu size kitapta daha önce rast gelmediğiniz yeni cümlelerin kapısını açar. İkinci kez okumaya başladığım bu kitapta bir önceki sefer rastlayamadığım siyahlar, beyazlar ama ancak fark edilebilen grilikler var. Yollar var olmaktır. Başka şehirler, başka insanlar, başka bambaşka hayatlar, Doğu' nun hala samimiyet kokan sokakları, göğe uzanan  minareler, yaşlılar, gençler, çocuklar, kadınlar ve erkekler tüm varlıklarıyla o yollardadır. Hayatın bilmecesini çözecek anahtar yine yollarda saklıdır. Ararsanız şayet bu anahtar bir köprüde, bir medresede, derme çatma bir otobüs terminalinde, tanımadığınız halde size güven veren bir insanın samimi çehresinde saklı kalmıştır yıllarca ve siz bulursunuz onu orada. Bulur ve çözersiniz bilmecenin son adımını. Anlatması güzel ama yola çıkmak da zor. Evin kapısında çıkmak, o eşiği aşmak çok zor. Bir Bosna sözünde denildiği gibi: " Seyehatin önündeki tek engel kapının eşiğidir." Adem Özköse' nin 2006 yılında vize alamamasından dolayı kaçak yollarla girmeye mecbur kaldığı bir Afganistan yolculuğu var satırlarda. Tevekkül ile başlanan bu yolculukta Veziristan' da mücadele eden direnişçiler, sokaklarında keskin bir sessizliğin hüküm sürdüğü şehirler, Avustralya ordusunda askerken hidayete erip Müslüman olan Hamzalar, askeri eğitimin yanı sıra dini eğitimin de verildiği kamplar, birlikte çıkılan ama birilerinin şehid düşüp geri dönmediği operasyonlar var. Soğuk bir günde, dağda çatışma ortasında önündeki kişi yaralanmıştır ve farkında değildir hala.  Çatışmaya devam etmektedir. Haber verirsin: "Yaralanmışsın!" dersin. O da sana dönüp der ki: " Sen de yaralısın." Yaraların fark edilmediği yerdir dağlar. Bazı dağlar savaşı barındırır sinesinde. Zulüm vardır dağlarda ve zulme karşı duran neferler. Dağlar geçit vermez bazen. Yaralı bir arkadaşına omuz verir yürürsün saatlerce. O tükendim der çöker, sen de çökersin yere. Çökülen yerde bir umut filizlenir ve daha büyük bir güçle kalkarsın ayağa. Çok defa vakit namazlarını "son namaz" düşüncesiyle, Rabbin' in önünde tüm acziyetinle kılarsın. Kelime- i Şehadet her daim dilindedir. Dudakların kıpır kıpır... Dilin ve kalbin duada. Adem Özköse tüm bunları yaşadığı Veziristan' ı, omzundan yaralandığı ilk operasyonu, Afganistan' da ilk günden itibaren samimiyet kurduğu arkadaşını şehit verişini, yirmi yılı aşkın süredir dağlarda olup da merhametini hiç yitirmemiş olan komutanları, köylerdeki alimleri, anne babasını, vatanını özleyen gençleri, vakit namazların topluca kılındığı kampları, geç vakitlere kadar süren sohbetleri, savaşın çocuklarını, insanların çizdiği sınırları... Hepsini bir gazeteci gözüyle, objektif olarak anlatıyor. "Ben 40 yaşındayım ve hala hayal kuruyorum." diyen Adem Özköse' nin onlarca hayalinden birinin öyküsü. Bereketli okumalar...
Kaçak Yolcu
Kaçak YolcuAdem Özköse · Pınar Yayınları · 2017656 okunma
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.