Kitapta bi çok karakterin ruh haline şahit oluyoruz. Yaşamın kıyısında kalmaktan öteye gidememiş kendisini 'hiç' olarak betimleyen Ekmel Bey ile abisine duyduğu hayranlık yüzünden kendi hayatını sekillendirememis bir kadının yollarının kesişmesi sonucunda her ikisininde ic dünyalarında neler oldugunu ve geçmişleriyle yüzlesmelerini okuyoruz. Ve bir kez daha farkediyosunuz ki kucağınızda korla da kalsanız varlıgınızı hissetmek ve Suzan kadar sevmek lazım bu hayatta. Aşkın kenarından köşesinden geçmek yerine tam ortasında yanmak lazım ki geçmişe dönüp baktığınızda 'yaşamışım' 'hayata katılmışım' diyebilin. Yazarın dili sade ve akıcı. Kurgusu içine çeken türden. Kitabın sayfalarının ilerleyişi ise dikkat çekici.