Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

248 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Nereden başlasam nasıl başlasam bilmiyorum. O kadar yoğun duygular içindeyim ki kelimeleri nasıl bir araya getireceğim nasıl dizeceğim onu da bilmiyorum. Kitabın son sayfasını okuyup kitabın kapağını kapatınca yine yaptın yapacağını dedim kendi kendime.. Beklediğim gibi değildi, gerçi hangi kitabı beklediğim gibi çıktı ki ? Şimdiye kadar okuduğum kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da okuyucuyu ters köşe yapıyor.. Kitabın baba oğul ilişkisi üzerine olduğunu biliyordum çünkü en çok gördüğüm ve duyduğum alıntısı #44073546 buydu. Kitabı elime aldığımda kitaptan beklediğim şey bir baba-oğul hesaplaşmasıydı açıkçası. Yine beni şaşırttın ve iyi ki şaşırttın. İyi ki varsın Hasan Ali seni tanıma fırsatı bulan bir okuyucun olarak çok şanslıyım.. Kitabı okumadım, yaşadım. Zaten senin yaptığın hep bu değil mi ? Gerçi seni sevme sebebim de bu zaten.. Ana karakter bir bakıyorsunuz Hasan Ali bir bakıyorsunuz siz, bir bakiyorsunuz bambaşka biri.. Kitabın cümlelerini bir çocuğun başını okşar gibi sevgiyle okuyup gülümsediğimde oldu, yaşanılan acıyı hissedip gözyaşımın düştüğü de oldu, diyorum ya, okumadım yaşadım kitabı... Kitapta kendimden izler gördüğüm karakter Aziz Amca oldu. Ah Aziz Amca ah... Herşeye içlenip bir çocuk gibi gözünün dolması duygu dolu olman bana aynada kendi iç dünyama bakıyor gibi hissetirdin.. Aziz amcanın hastalığıyla birlikte kitaptaki duygu yoğunluğu artıyor, hastalığının şiddeti arttıkça duygu yoğunluğu da aynı şiddetle artmaya devam ediyor. Hastalığın seyri, tanı konulma, elden ayaktan düşme süreci çok akıcı ve duygu yoğunluklu anlatılmış. İşim gereği tekerlekli sandalyede bir çocuk gibi büzülmüş elinde ve yüzünde yaşlılığın kahverengi benekleri ve kırışıklıkları olan bir çok ihtiyar görüyorum. Onlara her bakışımda içimden geçirdiğim dua "Allah'ım elden ayaktan düşürmeden al canımı" oluyor. Aziz Amcanın elden ayaktan düşme süreci o yüzden beni çok etkiledi. Bir diğer nokta da Aziz amcanın yatalak olduğu o süreçte eşinin onunla bir çocuğa yemek yedirir gibi yedirmesi altını temizlemesi, her gün vücudunu sabunlu bezle silmesi, bir şey isteyecek mi diye tetikte beklemesi beni en çok etkileyen şeylerden oldu. Kimsenin kimseye tahammülünün kalmadığı, aldatmaların hat safhada olduğu bu devirde o sayfaları okuyunca bile içimi sıcacık eden bir nokta oldu bu. Allah herkese sadece iyi günde değil böyle düşkün olduğu durumda bile yarenlik edecek vefalı eşler nasip etsin. Diğer hususlara gelecek olursak karakterlerin Hasan Ali'ye seslenmesi onun sırtını sıvazlaması okurken yüzümde bir gülümse oluşturdu. Okuyanlar bilir Hasan Ali'nin tarzını alışılagelmişin dışında yazar O. Bir bakarsanız ki okuyucu olarak olayın içindesiniz o anı yaşıyorsunuz karakterler size göz kırpar. Bir bakarsanız ki öyle bir olay bile yok hepsi sizin ve karakterin duygu yoğunluğundan ibaret.. Hasan Ali'nin bende oluşturduğu duygu yoğunluğunu anlatacak kadar henüz güçlü bir kalemim yok ne yazık ki o yüzden incelememe burda son veriyorum okuyacaklara keyifli okumalar...
Kuşlar Yasına Gider
Kuşlar Yasına GiderHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 201919,8bin okunma
·
11 görüntüleme
RA okurunun profil resmi
Eline sağlık güzel olmuş, seni duygularla yıkamış belki ki 😊
Fîlankes okurunun profil resmi
Evet :)) duygu yoğunluğu fazla olan bir kitapti.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.