Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

533 syf.
·
Puan vermedi
·
42 günde okudu
İkinci Yeni şairleri arasında en sevdiğim şair Edip Cansever. Gönlümde hatırı sayılır bir yeri var. Bunu, henüz bir kitabını bile bitirmemişken, okuduğum onlarca şiirinin yarattığı sevgiyle söylerdim. Şimdi ise dokuz kitabını bir anda okumuş olarak söyleyebilirim ki Edip Cansever benim en sevdiğim İkinci Yeni şairi, tartışmasız. Edip Cansever’i bu kadar sevmem onun yalnızca aşkın şairi olmayışından kaynaklanıyor, yalnızca umudun şairi olmayışından, yalnızca açık anlamlı dizeler kurmayışından... Her şiirinde hatta her dizesinde ayrı bir şey bulmamdan kaynaklanıyor. (Belki de bunun için bu kadar uzun sürdü okumam.) Dizelerini anlamsızlığa devirirken anlattıklarından... Güllük gülistanlık bir kafayla okumaya başladığım her şiirinin başından canımı acıtan gerçeklerle kalkmamdan... Kimi zaman kanatıp kimi zaman umutlandırıyor olmasından... Ve en önemlisi benim Edip Cansever’i bu kadar çok sevmem şiirlerinin düşündürüyor olmasından kaynaklanıyor. Henüz okumamış olanlar okuyunca sever mi bilmem, ya da daha önce okumuş olanlar benim bu düşünceme katılır mı bilemem ama bence Edip Cansever, şiirinin nasıl olduğunu, ne anlatmaya ne hissettirmeye çalıştığını her bir şiirinde bizzat kendi söylüyor okuruna. Yapılması gereken sadece biraz düşünerek okumak. Şimdi biraz da kitabın bende izler bırakan şiirlerinden, dizelerinden bahsetmek istiyorum. Alıntı alıntı bölmeye içimin elvermediği Yangın şiiri (#42206451) beni fazlaca etkileyen fazlaca düşündüren şiirlerden ilki. İnsan hakkında ne zaman düşünmeye başlasam ve yolum ne zaman insanın tuhaf olduğu fikriyle çakışsa bu şiirin şu dizeleri yankılanır aklımda: Bir cümle tuhafsa dikkat! pek tuhaftır insanın tırnak çıkardığı Sonra da boyadığı, ne demeli sonra da kestiği İnsan fizyolojisinde bile akıl erdiremediğimiz onca şey var ki, insanı anlama çabası bazen ‘’imkansız mı acaba’’ diye düşündürüyor beni. Tabi bir de ölüm. Ama Edip Cansever şöyle dedikten sonra onun da öylesine bir şey olmaması gerektiği çalınıyor insanın kulaklarına Bir gün ölümü beğenmeyecekseniz dikkat! ölmeyin kolayla Yalnızca ölüm de değil. Mesela şu dizeler de yaşam için güzel bir örnek değil mi? Kim ne derse desin ben bu günü yakıyorum Yeniden doğmak için çıkardığım yangından (#42275826) İçimi en ısıtan alıntı ise, artık salıncağı çok sevdiğimden midir yoksa olup biten kötü şeylerin tıpkı bu dizelerde anlatıldığı gibi çabuk, salıncağa binmişçesine geçmesini istediğimden midir bilinmez, şu alıntı olmuştu: Tanrım bize bir salıncak! Çok çabuk geçmek için şu olup bitenleri (#42475441) Tragedyalar... Başlı başına bir şiir, başlı başına bir kitap ve adı üzerinde bir tragedya. Yedi bölümden oluşan Tragedyalar modern çağ insanının yersiz yurtsuzluğunu birey olarak duyumsaması ve umutsuzca yaşamı sorgulamasını odağa alır.* Şiirin ilk dört bölümü koro ve episodlardan oluşur, beşinci bölümden itibaren ise tragedya kişileri görülmeye başlar. Bunlar Stepan, Armenak, Vartuhi, Lusin ve Diran’dır. Tragedyalar şiiri için de ufak bir tavsiyem olacak. Bu şiiri Evgeny Grinko’nun Faulkner’s Sleep eşliğinde okumanız. (Hatta mümkünse sesli okuyun.) Ben bu şekilde okudum. Böylece şiir okumaktan çıkarak Tragedya’yı canlandırmış gibi oluyorsunuz. youtube.com/watch?v=hgtnjkn... Edip Cansever’in içerisinde insan ismi geçen iki önemli şiiri var. Bunlardan biri Mendilimde Kan Sesleri (#44063204) diğeri ise Çağrılmayan Yakup. İki şiir de beni çok derinden etkileyen şiirlerdendir. Mendilimde Kan Sesleri şiirinde bir Ahmet abi vardır, Edip Cansever Ahmet abiye seslenerek ülkenin durumunu anlatır. Yaşayan biridir üstelik bu Ahmet abi. Tıpkı Çağrılmayan Yakup şiirinin Yakup’u gibi. Çağrılmayan Yakup’ta ise bir acı vardır, bir kimsesizlik. Bir çocuğun (sonrasında genç olacak yaşlı olacak olan bir çocuğun) var olma, anlaşılma, fark edilme isteğinin şiiridir. 2015 yılında vefat etti Ahmet abi, birkaç yıl öncesine kadar yaşayan biriydi yani, gerçi hâlâ yaşıyor, üstelik daha canlı. Kim olduğunu sormaya başlamış meraklılara: m.bianet.org/bianet/yasam/16... Çağrılmayan Yakup’un şiirinin Yakup’u ise Ahmet abiden iki yıl önce göçüp gitmiş bu dünyadan. yasamaugrasi.com/kultursanat/cag... Popüler edebiyat dergilerinde, şairler adına açılmış sosyal medya hesaplarında paylaşıla paylaşıla herkesin ezberine yerleşmiş alıntılara kitaplarda rastlamak, bunların hangi şaire ait olduğunu hangi şiirde geçtiğini öğrenmek beni mutlu ediyor. Hele ki bu dizelerin bahsettiğim yerlerdeki kullanılış şeklinden (ergen tripleri, ayrılık acıları, sevgiliye sitemler vs.) daha farklı bir bağlamda kullanıldığını görmek daha da mutlu ediyor. İste onlardan iki tanesi: http://1000kitap.com/gonderi/43859002, #44068525 Edip Cansever dizeleri söz konusu olunca en’ler saymakla bitmez bence. Oturup düşününce hepsinden bir anlam çıkar mutlaka. Ama okuduklarım içinde en vurucu olanı sorarsanız Suçtur Çocuğun Olmak şiirinin dizeleri derim: Demek oluyor ki sarışın bir çocuğun ayaklarıdır deniz Terlemiş yüzü, ıslanmış saçlarıdır Ve demek oluyor ki; suçtur bir çocuğun olmak Suçtur daha başka şeyler gibi Ve düşün bir de, ya bütün o çocuklar seninse İster Doğu Beyazıtta karlar içinde büyüsün İster bir düzlükte Tatvandan Vana doğru Ve isterse İzmirin tenha bir semtinde Kim ne derse desin, suçtur çocuğun olmak Akarsuyunu kendi, denizini kendi yaratan bir çocuğun (#44020920) *sosyalarastirmalar.com/cilt4/sayi18_pd...
Yerçekimli Karanfil
Yerçekimli KaranfilEdip Cansever · Adam Yayınları · 20035,2bin okunma
··
64 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.