Krallar gibi bakılmış, bir dediği iki olmamış her istediğini elde etmiş bir adamın, bir anda çöküşünü okuyoruz. Başlarda çok kızıyor hatta nefret ediyorsunuz kitaptaki karakterden ama kitap ilerledikçe daha doğrusu psikatristimiz hastasinin geçmişini irdeledikce bazı şeylerin farkına varıyor ve acımayla karışık bir hüzünle okumaya devam ediyorsunuz. Geçmişte yaşanılanların, insanın bugününe, olayları algılayış biçimine, korkularına nasıl bir etkisi olduğu gözler önüne apaçık seriliyor. Kitabi okurken ara ara kendinizi de irdeler buluyorsunuz. Karakterimiz de çok geç kalsa da nihayet bu gerçeklerin farkına varıyor ve tabir-i caizse bambaşka bir insan olarak küllerinden yeniden doğuyor. Sonlara doğru gözyaşlarımı tutamadım ve gerçek bir yaşamdan esinlenerek yazıldığını öğrendim.