Gönderi

Diyelim ki bütün emekçiler gerçeğin bilinemez, tanınamaz olduğunu düşünüyor. Bu durumda, savaş, işsizlik ve açlık karşısında savunmasız kalacaklar demektir. Başlarına her gelen, onlar için anlaşılmaz, kavranılmaz bir şey olacak; her şeye kaçınılmaz, önlenemez kader gereği bir şey olarak boyun eğecek, katlanacaklar. Brujuvazi emekçileri işte buraya götürmek istemektedir. Tabii ki bu arada da brujuvazi, kendi çıkarlarına uygun bir dünya görüşünü yaymak için hiçbir fırsatı kaçırmayacak, ihmal etmeyecektir. "Zenginler ve fakirler her zaman olacaktır": ya da "Toplum bir ormandır ve her zaman böyle kalacaktır. O halde gemisini kurtaran kaptandır! Başkasının seni yemesini istemiyorsan sen başkasını ye! İşçi ücretlerinizi hep birlikte savunmak için iş arkadaşlarınla birleşmektense, sen iş arkadaşlarına rağmen, onların zararına olarak patronun gönlünü kazanmaya çalış. Sekreter, patronun metresi olmaya çalış; böylece hayatına renk katarsın! Başkalarından sana ne? Ne halleri varsa görsünler!" gibi sözlerin açıklaması budur.
Sayfa 19
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.