Senin şehrine yağmur yağsa,
Benim gözlerim dolardı
İki yakası birden kirlenirdi hayatımın
Düşüp öylece kalırdım ortasında ıslak kaldırımlarında
Ne vakit kalkıp sana koşmayı dilesem
Oluklarımdan sana akmak istesem
Sen yalnızlığı aramıza bir set gibi çekerdin
Bilirdim…
Bütün korkularının sebebi bendim
Benden kaçardın…
Sen kaçarken ben yokuşlarına çıkardım
Nöbet tutardım mutluluklarına
Soğuğunda üşürdüm yalnızlıklarının
Rabbe dua ederdim senin için
Ama sen, sen bilmezdin
Senin ufkuna esmerlik vursa
Benim bütün renklerim koyulaşırdı
Görmesem de olurdu eskidiğini yüreğinin
Hissederdim
Koşmak isterdim yine sana
Kör karanlıklarını kucaklayıp
Bir bir siyahlıklarında kaybolmak için
Karamsarlıklarını omuzlayıp
Kendime katık etmek için
Başım koyardım,
Beni vur, diye seni silmeye çalışan her şeye
Oysa sen silik bakışlar atardın hayatıma
Anlardım
Korkularının göbeğindeki adam bendim
Benden kaçardın çelişkilerinin bini bir para
Sen kaçarken ben bu sevdanın diyetini öderdim
Boncuk boncuk terlerdim
Kesmesin diye yolunu pusuda bekleyen acılar
Rabbe dua ederdim
Şehir olurdum meskenlerine
Sana yanardım ılık ılık
Ama, ama sen bilmezdin
Aslında bilmek istemezdin
Anlayacağın tam dayaklık bir aşktı benimki
Azarlandıkça çığ gibi büyüyen
Dağlarımı ayaza veren
Laftan anlamayan
Ele güne rezil eden
Baş belası bir aşk…
Ve ben bu ağır melodinin elinde esir
Esaretinde yaşayan mağdurum
Yeter artık sevgili ne duruyorsun
Ya gel, acılarımı dindir
Ya da gel, sana yanan bu yüreği söndür.