Gönderi

Demem o ki, beni biraz anla… Öpüyorum bütün esmerliğinden, omuz çukurundan, alnının tam ortasından, kaderine teğet geçsin dudaklarım. Bir gün benimle de dans et istiyorum. Sadece sus ve dans et. Soru sorma, bırak bütün acemiliğimi ayaklarına basarak atlatayım. Sen öğret bana gereken bütün figürleri. Avuç içim avuç içinle birleşsin. Sonra öpeyim avuç içini, huzuru garantilerim, anlık da olsa… Beraber Niğde gazozu içelim seninle, ayaklarımızı uzatıp Küçük Prens’i okuyalım ne de olsa “İnsan üzgün olunca gün batımının tadına daha iyi varıyor.” Biz üzgün olmayalım ama. Berecebilirsem şayet, tırnaklarına oje sürmeyi öğret bana, uğur böcekleri konsun parmak uçlarına. Öyle süper güçlerim yok benim. Yorgun bir günün ardından ayaklarına masaj yapabilirim, sana bilmediğin hikayeler anlatırım,- inan bana hepsini uydururum- , sırf sen istiyorsun diye aptal bir diziye sabredebilirim yüz yirmi beş dakika, saçlarına fön çekebilirim, bigudilerini saçlarından seni incitmeden çözebilirim, sigaranı yakabilirim kirpiklerini tutuşturmadan… Falan filan işte… Neyse canımın içi, bitirmem gerek. Niçin bitirmem gerek onu da bilmiyorum. Sadece uzamasını istemedim. İstersen daha da uzatırım. Hatta sen bir kitap bile olabilirsin farkında olmadan… Kendine iyi bak, benim için. Eyvallah.”
··
15 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.