Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

“Dinler, ilk ortaya çıktıkları sıralarda hiç bir yönetici sınıf unsurları taşımıyordu. Özellikle İslâm böyleydi. Ve, daha bugün, aynı konu üzerinde Lâtin Amerikalı devrimcilerden bir grubun yazdığı yazılardan birini okuyordum. Övüne övüne şöyle diyorlar: “Bizim üreticilerimiz ve aydınlarımız yok; eylem yapan devrimciler ve düşünüp, bir ideoloji meydana getiren aydınlar diye bölünmedik, dolayısıyle hepimiz biriz. İdeoliyi yayan aynı kişi eylemi yapar, ve eylemi yapan aynı kişi de düşünür. Biz hepimiz biriz.” Bu sorunun İslâm’da da çözüldüğü ortadadır. Peygamberin sahâbeleri ve İslâm’ın ilk günlerinin mücahidleri arasında kim aydın, kim eylemci ve kim din adamıydı? Böyle bir sınıflama kesinlikle yoktu. Herkes İslâm’ı yayıyor, savaşıyor ve aynı zamanda çift sürüyor, hurma yetiştiriyor veya deve otlatıyordu. Yani, herkes, hem işçi, hem savaşçı, hem de aydındı. Daha sonraları ancak, sınıfların ortaya çıktığını ve bunlardan birini de din adamlarının oluşturduğunu görüyoruz. Bu resmî smıf, genellikle kendi sınıf çıkarlarına hizmet edip, üyelerine yardım edeceği için, bazı konuları resmî dine ekleyiverir. Halkı yavaş yavaş uyuşturur. Böylece, resmî din, kendiliğinden, tartışmasını yaptığımız harekete karşı çıkar.”
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.