Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

372 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
"Ama çoğu insan biz körlerin yüz ifadelerini okuyamaz. Yüz ifademiz gözleri gören insanlarınkine benzemez. Özellikle de doğuştan kör olanlarınkiler. Seslerimiz normaldir ama çoğu insan sadece o ölü gözleri görüp çok rahatsız olur ve mümkün olduğunca çabuk bizlerden uzaklaşır. Sosyal açıdan daha vasıflı insanlarsa seslerini yükseltip bize sanki geri zekâlıymışız gibi davranırlar.” Linda Gillard’ın Romantik Romancılar Birliği tarafından Son Elli Yılın En Romantik Romanı ödülünü alan kitabı Yüreğimdeki Aşk Kıvılcımı’nda gözleri görmeyen bir kadının “gözünden(!)” yeryüzünde olan olaylar, sosyal bağlar ve aşkın en güzel hâli anlatılıyor. Romanı, iki ana karakter (başkahraman ve ablası) ve dış anlatıcı olmak üzere üç ayrı anlatımla okuyorsunuz. Anlatıcılar arası geçiş yaparken engelli biri ile sağlıklı bir bireyin aynı olaya farklı bakış açılarını görerek daha keyifli bir tat alıyorsunuz kitaptan. Doğuştan görme engelli Marianne, genç yaşta eşini kaybettikten sonra üzüntüden karnındaki bebeğini de kaybeder ve uzun süre yas tutup aşka kendini kapatır. Tâ ki 45 yaşındaki yakışıklılığı ve zekâsı yazar tarafından vurgulanan Keir ile karşılaşıncaya kadar… Keir, doğaya âşık ve onu farklı kılan üstün yeteneği olan biri. Bu yeteneğinden bahsedip büyüyü kaçırmak istemiyorum. Marianne ve Keir ‘in aralarında yaşanan dikkat çekici sohbetler, keyifli seyahatler, korku dolu kazalar ve kayıplar kitabı bir an önce bitirmeyi istemenize yol açıyor. Yazar kahramanlarının psikolojisini öyle ustaca okura yansıtıyor ki siz kendinizi bazen görme engelli kadının yerinde hissedip çaresizliğe kapılıyor, bazen ise gözleri görmeyen sevgilisine yıldızları anlatan adam yerinde hissedip kendinizle gurur duyuyorsunuz. Bir rengi gözleri görmeyen sevdiğinize nasıl anlatırdınız, notalarla mı ya da kokularla mı? Yazarın bulduğu yönteme hem şaşırıyor hem de çok etkileniyorsunuz. “Evet, muhtemelen öyle. O, dünyayı bütün olarak görüyor. Bu yüzden de bir rengi, bir kokuya benzeterek anlatabiliyor; o yüzden doğa manzarasını bir müziğe benzetebiliyor.” Kitabi okurken aldığı ödüle layığını gösteren duygusallığı ve romantizmi yaşadığımız gibi, engelleri olan insanların yaşadığı zorluklara, karşılaştıkları olaylarda gösterdikleri duygusal tepkilere, endişelerine, umutlarına ve beklentilerine de tanıklık etmiş oluyoruz. Yazar başkarakterlerin aralarında geçen sohbetlerde birbirlerine aktardıkları gerçekte var olan olaylardan, kazalardan, yetenekli hayvanlardan bahsederken bunları internette herhangi bir arama motorunda aratıp siz de yaşanmışlığa şahit olabiliyorsunuz. “Peki ya gözlerinin bir kokusu olsaydı, ne olurdu?” “Hangisi? Mavi olan mı yoksa yeşil olan mı?” “Mavi olan.” Bir an sessiz kalır ve “Ardıç ağacı” der. “Ya yeşil olan?” “Çürümekte olan sonbahar yapraklarının, tütsülenmiş kokusu… Hani şu Kasım ayındaki…” “Harika! Bu oyunda oldukça iyisin, şimdi görebiliyorum. Tavşan filan değilmişsin. Hatta ayı bile…” Tekrar elini uzatıp adamın göğsüne dokunur. “Sen bir ağaçsın.” Hissettiklerimizle, aldığımız kokularla, duyduğumuz seslerle yazarın yaptığı betimlemeler gerçekten övgüyü hak ediyor. Görebilmenin tek yolu gözlerimizi kullanmak mı yoksa bizim bilmediğimiz başka görme şekli de var mıdır? Bu soruya cevap aramak için bu kitabı okumanızı ısrarla tavsiye ediyorum.
Yüreğimdeki Aşk Kıvılcımı
Yüreğimdeki Aşk KıvılcımıLinda Gillard · Sonsuz Kitap · 2011176 okunma
·
84 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.