Gönderi

"Art arda sabah dört buçukta uyandığım bu dördüncü sabah. Neredeyse tamamen sessiz olan şehri dinliyorum. Sesler, birkaç saat sonra, öğlen olduğunda yine artmak ve akşam olduğunda geceye geçiş yaparken yine azalmak üzere, şimdi sabaha ekleniyor. Rüzgâr camları, perdeleri, dalları ve yaprakları hareket ettiriyor. Evler rüzgârı dışarıda, kahkahaları içeride tutuyor. Ayak sesleri sokağı konuşturuyor. Atların nalları yerinde sayıyor. Taşlara değen tekerlek seslerinin altına motorlar alçak bas sesler döşüyor. Ben de sesler çıkarıyorum. Geceleri yattığımda nefesimin, kalbimin ve düşüncelerimin çıkardığı sesi duyabiliyorum. Denizi özlüyorum, çocukluğumun çayırlarını, karatavukları duyabildiğim sessizlikleri. Geçmiş; demek ki bugün buradasın. Hayır, geçmiş onunla aranda mesafe olan bir tepedir, asla yaklaşamasan da asla uzaklaşmayan. Şimdi ise kalabalıklar içinde birdenbire ifade kazanan, bakışlarına karşılık veren ama sonra geçip giden bir çehre."
Sayfa 89
·
7 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.