Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

335 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
ZORBA MI PATRON MU? SEÇ TARAFINI! :)
"İnsan bir sırdır, vesselam!" s.252 Dolu dizgin bir kitap, haydi başlayalım, vira! İki ana karakter ve çok da değişiklik göstermeyen yan karakterlerle ilerleyen bir roman. Kitabımızın anlatıcısı olan namı değer Patron ile Zorba'nın hayat felsefelerindeki farklılığın samimi bir tartışma halinde ilerlemesi ile karşımıza çıkıyor. Hikayesi çok akıcı olmasına rağmen çok sağlam bir kurgu ile yazıldığı söylenemez. Ama zaten bunun gram önemi de yok. Zira içerisindeki felsefe, çoğu ayrıntıyı önemsiz kılar nitelikte ve hafife alınacak gibi değil. Asi kahramanımız olan Zorba, kitaplarla değil, yaşamla, yaşanmışlıklarıyla, gözlemleriyle, kendi hayat kavgasında ilerlemeyi seçiyor. Daha çok yaşamsal zevkler ve hazların peşindeyken kendi görüşlerini ortaya koyuyor. Bu yönüyle Hedonizm akımını akla getiriyor. Samimi, tezcanlı, merhametli, zeki ve hiç şüphesiz deli bir adam. İşlerin aslında o kadar karışık olmadığını, insandan tut da çiçeğin, taşın, toprağın , gökyüzünün de ruhunun olduğuna inan biri. Yürek ısıtıyor. Bir diğer kahramanımız olan Patron ise, okumayı- yazmayı seven, araştıran, sorgulayan, düşünsel karmaşıklığı yoğun bir şekilde yaşayan, irdelemeyi seçerek iç huzuru- öyle bir sey varsa- yakalamaya çalışan biri. Budizm’den etkilendiğini eserde sık sık görmek mümkün. Hatta onun bu sorgulayıcı tavrını daha tanıştıkları ilk anda fark eden Zorba isyan ederek şu sözleri sarf ediyor: "Neden? Neden? İnsan nedensiz bir şey yapamaz mı? Şöyle keyfi için! " s.23 Zorba mı Patron mu diye sordum ama sanırım net bir cevap vermek güç. Kolayı seçip her ikisinden de izler olmalı diye düşünüyorum. Belki de bizler ikisinden izler yakalamaya çalışırken, başkasını örnek alıyor, kendimize ait oranı tam kuramadığımızdan bocalıyoruz. Bireysel farklılıklar olduğunu unutup, kendi ruh açlığımızı başkalarının reçeteleri ile geçiştirmeye çalışıyoruz. Kitap boyu insanin anlam arayışındaki sancılara tanıklık ediyor okuyucu. Bu arada tabii ki yazarımız olan Nikos Kazancakis'in de deneyimleri ve muhteşem bilgi hazinesi çıkıyor ortaya. Yazarlığının başarısı su götürmez bir gerçek. Öyle ki Nobel edebiyat ödülü için ondan bahsedilmiş, 1957 senesinde tek oy farkıyla Albert Camus'a kaptırmıştır. Ancak Camus yine de bu ödülü Nikos Kazancakis'in kendisinden daha fazla hak ettiğini söylemiştir. Tabii ödülü aldıktan sonra söylemesi biraz manidar olmuş :)) Elbette başarı konusunda Nobel'in -malûm durumlardan dolayı- kıstas olup olmayacağı da ayrı bir tartışma konusu. Eserde sevmediğim bir nokta yoğunca yer verilen dullar. Dul, dul, dul... Kitap boyu bu kelime gözüme gözüme sokuşturuldu. Her ne kadar Zorba sözüm ona kadınların ruhlarına iyi gelecek tespitlerinden söz etse de alt metninde gayet açık bir şekilde kadınların sadece haz vermek için yaratıldıgı düşüncesi oluşuyor akılda.Kadın kelimesi sürekli şarap ve dansın yanına eklenmiş. Iste size dünya hazları! Eser yayımlandıktan 18 sene sonra beyaz perdeye uyarlanmış. Elbette ki çoğu kitap-film karşılaştırmalarıda olduğu gibi filmi çok yavan geldi bana. Ayrıca Zorbanın hayat felsefelerinin de cok azına yer verilmiş. Kitaptaki o bilge kişiliğinden ziyade, uçarı kısmı daha ağır basmıs. Puan verecek olsaydım 5-6 falan olurdu herhalde. Belki de kitaptan cok etkilendiğim için bu kadar düşük tuttum. Ama yine de Patron ve Zorbayı görmek-film sayesinde bile olsa- hoşuma gitti. Her ne olursa olsun çok sevdim bu kitabı, hayatla ilgili gerçekçi görüşler duymak isteyenlerin alıp okuması gerek kesinlikle. Keyifli okumalarınız olsun. :)
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202016bin okunma
··
100 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.